PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gökçek İksiri:


Kalpsiz_
11-23-2007, 22:14
Gökçek iksiri: Bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür ve bildiğiniz bütün eksotik ürünlerden daha etkili vede oldukcada ucuzdur. Sarımsak, limon suyu, BK, GK, MK, ZYE ve kaliteli koyu renkli üzüm sirkesinden oluşan iksir mükemel bir curuf çözücü ve bağışıklı sistemini güçlendiricidir. Bu dört bitki BK, GK, MK ve ZYE antiviral (virüsleri öldürücü, yokedici), antibakteril (bakterileri öldürücü) ve antimikotik (mantarları öldürücü, yokedici) özeliklere sahip bir şifalı bitkilerdir. Bu şifalı bitkiler ile etkisini çok çok artırdım, fakat bu bitkiler hakkında bilgi veremeyiz, çünkü buluşumuzunun temelini bu bitkiler oluşturur.

Bağırsaklar, dişdipleri, dokular ve bağdokusndaki curuflara (Curuf nedir?'e bak) mikroplar yerleşir ve ocak (herd) oluşur. Gökçek İksiri bu curufları eritir ve burada yuvalanmış mikroplar açıkta kalır ve bağışıklık sistemi böylece daha önceden ulaşamadığı mikroplara ulaşır ve yokeder. Gökçek İksiri vücudumuzdaki kolesterol, lipid, ve trigliserid gibi zararlı yağları eritir, yüksek tansiyonu önler ve kandaki şekeri düşürür. Beyin kanaması, kalp krizi, kronar yetersizliği, kistler, lenf bezelerindeki şişme, yağ bezeleri, damar sertliği gibi bir çok rahatsızlığı önler, cinsel güçü artırır ve sindirimi kolaylaştırır. Her türlü iltihaplı hastalıkları iyileştirir.

Gökçek İksiri doğduğunuz günden yaşadığınız ana kadar ki bütün hastalıkları kademeli olarak iyileştirir. . Bu nedenle yasadiginiz hastaliklar yeniden tazelenir gibi olur, bu normal ve geçici bir süreçtir korkmamak gerekir. Bu immün sisteminin (bağışıklık sistemi) mikroplara karşı hareket halinde olduğunu gösterir. Gökçek İksiri buzdolabında muhafaza edilmeli, kulanmadan önce mutlaka çalkalanmalı, tadını acı bulanlar (yaşılı ve çocuklar) bir bardak su veya portakal suyu ile karıştırarak içebilir. Hastalığın akut veya kronik oluşuna göre Gökçek İksirinden günde 3-5 defa bir çorba kaşığı 4-8 ay hatta daha uzun süre alınabilir.

Gökçek İksiri sadece sarımsak, sirke ve limon'dan oluşsa mideye zarar verir. Bana ait bir buluşla (BK, GK, MK ve ZYE) hem mideye zarar veren bu yantesirini önledim, hemde mideyi koruyucu güçlendirici, gastrit ve hatta ülseri iyilestirici hale getirdim vede sarımsağın kokusunu yokettim. Bazıları limonsuyu ve sarımsakla kendileri evde deneme yapıyorlar ve buna sihirli iksir diyorlar. Bu formülü bulan Hemşire Ayşe hanımda tarife uygun olarak sihirli iksiri hazırlamış ve malesef küflenen iksir, Ayşe hanımı iyileştireceğinde daha da ağır hastalanmasına sebep olmuştur. Ayşe hanım yeptırdığı testlerde bağırsak ve boğazın'da mantarlar vede epstein bar virüsüne (kronik yorgunluk sendromuna sebep olur) yakalanmıştır. Bu nedenle lütfen dikkat edin, üç kuruş tasaruf yapayım diye evde bazı denmeler yapıp sağlığınızı tehlikeye atmayın.

Gökçek İksiri bağırsak içeriğine etkiederek, burada pH değerlerinin hafif asitli ortama (faz) değismesini sağlar. Böylece bağırsaklarda oksijenli (areob) bölgeler çoğalır. Bağırsaklardaki faydalı bakteriler oksijenli ortamda yaşarken , patojen (hastalık yapıcı ) bakteriler, viruslar, mantarlar ve parazitler daha çok oksijensiz (anareob) ortamda yaşarlar. Sağlıklı bağırsakta faydali bakteriler düşünürsek vede bir nokta kadar bir alanda milyarlarca bakterinin yaşadığına göre, bağırsakların önemi anlaşılır. Sağlıksiz beslenme (aşırı hayvansal besin tüketme), aşırı siyahçay, kahve, alkol, ve sigara içme vede kimyasalilaç kulananlarda bağirsakflorasi bozulur (faydali bakteriler azalır ve mikroplar çoğalır).

Antibiyotik ilaçlarla iltihaplari önlemeye çalışırken, çoğu zaman içimize mini atombombaları atığımızın farkına varmayız. Kimyasal ilaçlar, özeliklede antibiyotikler vücudumuzda, özeliklede bağırsaklarda faydalı, zararlı demeden herşeyi tahrip ederler. Kimyasal ilaçlardan her yıl Almanyada 25 bin kişi ölüyor ve milyonlarcasıda hastalanıyor. Kimyasal ilaçlar ne kadar kısa süreli kulanılırsa zararıda o oranda az ve doğal ilaçlar ne kadar uzun süre kulanılırsa fazdasıda o oranda büyük olur. Özeliklede antibiyotiklerin yaptığı tahribatlar oldukca büyüktür ve adeta herbiri bir mini atombombası gibidir. Herhangi bır ilaçı kulanmadan önce mutlaka yantesirlerin dikkat edilmelidir.

Bağırsaklara yerleşen patojen bakteriler ve mantarlar besin artıklarından zehirli gazlar (metan, etan, propan, butan hexan vb…), zehirli alkoller (metanol, etanol, propanol, butanol, pentanol vb…) ve biyojen aminler (örneğin histamin bu allerjiye sebep olur.) üretir. Bunlara ilavetten bağırsak içeriğinin pH’sı nötürleştiğinden NH4+ (Ammonyum) yerine NH3 (Amoniak) ortaya çıkar, bu ise diğer zehirli maddeler gibi positif veya negatif yüklü olmadığından onlar gibi kolayca kana karışır. Kandaki bu zehirli maddeler asidoza (kanın ve dokuların asitlenmesi) sebep olabilir, bu ise tehlikelidir.

Bu zehirli ve zararlı maddeleri arıtmak için karaciğer çok yoğun çalışmak zorunda kalır. Neticede karaciğer kendi asli görevi olan enzim, hormon ve gallikasit gibi bilinen 400 çeşit maddeyi salğılamakta zorlanır ve salğıladığı maddelerin kalitesi düşer. Buda besinlerin tam olarak sindirilememesi demektir. Bu durum başta sindirim organları: mide, pankreas ve bağırsaklar olmak üzere organları negatif etkiler. Büylece ortaya bir şeytan üçgeni oluşur ve kişi hiç beklemediği organlarında ağrılar ve iltihaplar vede hastalıklar ortaya çıkar.

Bir diğer önemli faktörde bağırsakflorasının bozulması sonucu, faydalı bakterilerin üretiği B12-Vitamini ve besinlerdeki B6 Vitamini ve folikasit oranında düşme olur. Aminosaitlerden methionin hücre yenilenmesi sırasında proteinların ana maddesidir. Methionin proteine dönüşürken artık madde olarak homocystein ortaya çıkar. Homocystını B6 ve B12-Vitamileri ile folikasit zararsız hale getirir. Bu vitaminlerin oranını düşmesi homocystein ornının artması demektir. Homocystein ise kalitesiz kolesterolu (LDL-Kolesterolu) oksitler. Oksitlenen kolesterol savunma sistemi tarafindan tehlikeli madde olarak alğılanır vede özelikle makrofaj tarafından yenir. Sürekli oksitlenmiş kolesterol yiyen makrofaj patlıyarak ölür ve ortaya sümüksü, süngerimsi ve yapışkan bir madde ortaya çıkar.

Uzmanlar buna kolesterol desede bu kolesterol olmayıp plak, cüruf veya artık madde diye anılması gereken bir maddedir. Cüruf (plak) başta damarların iç yüzeyi, bağ dokusu, hücre araları ve mukozaya (sümüksü içderi özeliklede bağırsak mukozası ) yapışır ve bir çok hastalığa sebep olur. Çare gökçek iksiriindir, Gökçek iksiri bağırsak içeriğini hafif asitli ortama çevirerek, buraya yerleşmiş olan mikropları (patojen bakteriler, viruslar, mantarlar ve parazitler) yokeder. Gökçek İksiri curufları (Curuf nedir?'e bak) eritir ve böylece mikroplar ortaya çıkar. Ortaya çıkan mikropları immün sisteminin savunma güçleri (Makrofaj, B-Hücreleri, T-Hücreleri vb.,) tanır ve onlara karşı bir taarruz (mücadelle) başlatır. Bu mücadele nedeniyle geçmişte yaşadığınız hastalık % 20-40 oranında yeniden ortaya çıkar. Bu korkulmaması gereken geçiçi bir durumdur. Hastalığın bu belirtisine Almanca ''Erste Verschlimmerung'' , yani ilk kötüleşme denir ve immün sisteminin hastalığı yoketmeye başladığına işarettir. Plaklar ve Bağırsaklar aynı bataklığa benzer, burayı kurutup güzel bir çiçek bahçesine çevirirseniz hastalıkların % 99’unu önlemiş olusunuz. Aksi halde hastalıklardan kurtulmanın yolu yoktur. (Nhp 12.03.1722)

Bir diğer önemli faktör ise Mide mukazası aşırı katkı maddesi içeren besinler (konserveler, çikolata, keks vb.), soft içecekler (kola, fanta vb.) alkol, sigara ve kimyasal ilaçlar (asprin, penisilin, kortison, paracetamol vb.) nedeniyle tahrip olur. Böylece zamanla çok kolay gastrit (mide iltihaplanması, mide mukazası iltihaplanması ) oluşur. Bu nedenle Mide yeterince intrinsic fakrorü (sialinasitli glukoprotein) salğılızamaz. Intrinsic faktorü B12-Vitamini, Folikasit, Methionin ve minerallerin bağırsaklar tarafından absorbe (emilme) edilmesini sağlar. Yani nasılki diabet hastaları için insulin nekadar önemli ise besinlerin sindirilmesi içinde İntrinsic faktorüde o kadar önemlidir. İntrinsic faktorünün yetersizliği vitamin ve mineralyetersizliğine sebep olur. Neticede bir çok hastalık ortaya çıkar ve bunlardan bazıları: Allerji, derihastalıkları, sindirim organlarindaki rahatsızlıklar, vb hastalıklar ortaya çıkar.

Gökçek İksiri başta her türlü allejiki bunlarin başında: baharnezlesi (pollinosis), nörodermatoz (herhangi bir besin maddesini yeyince uyuz gibi kaşınma, deride sulu, kabarcıklı, kızarık ve allerjik ekzem), hayvan tüy veya kılına karşı allerji, allerjik astım, gatrit, enterit (incebağırsak iltihaplanmasi), kolonit (kalınbağırsak iltihaplanmasi), artrit, sinuzit, tonsilit, iltihapli hastaliklar, enfesiyonlar, immunzafiyeti ve sindirim organlarindaki zafiyetlere karşı kulanılır. Gökçek İksiri mide ve bağırsak mukozasınındaki (sümüksü içderi) hücreleri yeniler (rejenarasyon). Rejenerasyonu Gökçek İksiri hariç hiçbir ilaç sağlıyamaz. Gökçek İksiri bataklığı kurutacak tek ilaçtır.

Pankreas amilaz, lipaz, tripsin ve chymotripsin gibi anzimler salğılar, amilaz nişastayı dextrin, ve maltoza, lipaz yağları yağasitleri ve gliserol’a tripsin proteini aminoasitlere vede chymotripsin proteinları aminoasitlere parçalıyarak ayırır. Böylece nişasta (polisakkaridler), protein ve yağlar parçalanarak absorbe edilecek halde gelir. Şayet pankreas tahrip olmuş ve yeterince enzim salgılıyamıyorsa incebağırsaklarda parçalanamayan protein ve yağlar kalınbağırsaklardaki bakteriler tarafından parçalanırki, buradaki yanlış parçalanma neticesinde proteinler aminoasitlere değil biojen aminlere (histamin..) ortaya çıkar.

Gökçek İksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır. Normal olarak böbreküstü bezeleri yeterince histamin üretir, enzim yetersizliği nedeni ile bağırsaklarda oluşan fazladan histamin ise damarları ve broşları büzer ve besinallerjisi ortaya çıkar. Pankreas ayrıca Na HCO3 (Sodyumhidrogenkarbonat) salğılar ve bu mideasidini hafif asit faza cevirir. Böylece (HCl+NaHCO3>NaCl+CO2+H2O) incebağısaklardaki sindirimi kolaylaşir. Pankreas rahatsızlıklarının belirtileri tıkanma, şişkinlik ve karınağrısı (kolik) gibi rahatsızlıklarla ortaya çıkar ve bu çoğu kez bağırsak rahatsızlığı zannedilerek yanlış anlaşılır. Gökçek iksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır.

Şayet hayvansal besin maddeleri yiyince çay, kahve ve alkol içince kişi aşırı duyarlılık gösterip rahatsız oluyorsa, bu pankreas zafiyetine işarettir. Bu durumun devam etmesi bağırsaklarında rahatsızlanmasına sebep olur (Nhp 2.02.160). Pankreas zafiyeti nedeniyle incebağırsakta sindirim anormalikleri olur ve buda bağırsaklarda histamin oluşmasına neden olur ve bu nedenle ortaya çıkan allerjiye karşı antihistaminika yazmak yanlıştır. Gökçek İksiri pankreası güçlendirici en ideal ilaçdır ve Gökçek İksiri ölüm hariç her türlü derde devadır.

Gökçek İksirini oluşturan 4 şifalı bitki ve sirke üzerinde ayrı ayrı bir çok klinik araştırması yapılmış ve etkileri ispatlanmıştır. Bu konuda Limon, Sarımsak ve Sirke üzerine monografi yayınlıyacağım. Sarımsağın kolesterolu önlediği, antibakteriel, antiviral, antimikozit özelikleri bilinemktedir.Yine limon ve sirke üzerinede yapılan arştırmalarda aynı yönde bir çok etkilerinin oluğu tesbit edilmiştir. Fakat sarımsak taze olarak kulanıldığında etkili olduğu taze kulanılıncada koku yapması vede tansiyonu düşürmesi nedeni ile pek terçih edilmemekteidi. Limon çok çok önmeli bir şifa kaynağı olmasına rağmen fazla kulanıldığında mideye sirke gibi zarar verebilmektedir.

BK, GK, MK ve ZYE sarımsağın kokusunu yok etmekte mideye dokuma yerine mideye fayda vermekte şişkinlik, tıkanma, hazımsızlık ve yanma gibi rahatsızlıklarıda iyileştirmesi ve bu yedi elementin bir sinerji (görevdeş, birlikte görev yapma) oluşturmaları ile etkileri çok çok yükselmektedir. GK'nın sindirim rahatsızlıkları ve kansere karşı vede bağışıklı sistemini güçlendirmesi ve ZYE'nin antibiyotik (bakterileri öldürücü), antiviral (virüsleri öldürücü) ve antimikozit (mantarları yokedici) vede şeker karşı etkisi ispatlanmıştır.

Nasılki güvenlik güçleri gerektiğinde teröre karşı hava, kara, mit, özel tim ve jandarma gibi kuvvetlerini kulanarak imha ediyorsa. Gökçek İksirinide oluşturan 4 şifalı bitki ve sirkede bir birini desteklemekte ve güçlendirmektedir. Şüphesi olan alsın kulansın, ama almadan önce kan tahlili yaptırsın, eğer etkisi olmadı derse ben ona aldığı ürünün 10 katını öderim. Doğru olmak şartı ile. Bazıları çıkıp buraya yazı yazıyorlar, ya insanları kandırma diye. Ben üç ürünün distribütörlüğünü yapıyorum. Gökçek İksirine ayıracağım zamanın yarısını ayırsam kat ve kat daha fazla para kazanırım ve hamdolsun kazandımda. Ama Gökçek İksiri her türlü eksotik üründen 4-5 kat daha etkili iken ben neden çok çok daha pahalı olan ürünlerin tanıtımını yapayım. İnsanlarımıza yazık değil mi.

Gökçek İksirinin yantesiri var mı? Evet olabilir, şayet aşırı dozajda alınırsa çözülen iltihapalar kanda yoğunlaşırsa başta yanma gibi bir durum olur. Böyle bir durum olursa, o zaman dozajı azaltmak gerekir. Gökçek İksirinin 2. yantesiri ise vücudunda aşırı curuf (artık maddeler, ölü hücreler, yağ yığılması ve bunun içine yerleşen mikroplar ve mikropların üretiği toksik maddeler vede kimyasal ilaç kulananlarda ilaç yoğunlaşması (komulatif)) varsa, bunu temizlerken ter ve idrarda koku yapabilir. Kişide curuf oranı aşırı yüksekse böyle bir durum görülür, yoksa görülmez. Fakat bu sizi rahatsız ediyorsa günde 3 defa bir çorba kaşığı yerine günde 3 defa bir tatlı kaşığı almanız uygun olur. Sağlıklı insanda koku oluşmaz.

Geniş bilgi için et-peynir, çay, curuf ve asidoz'a bakın

Gökçek İksiri daha önce Aloxi olarak sunduğumuz buluşun geliştirilmiş şeklidir

Gökçek İksirinin yantesiri var mı? Hayır yok.

Safra taşı nasıl kurtulursunuz? Karaciğerlerinde problem olanlarda çok nadir, çok yoğun olan curuf karaciğerden safra kesesine aktarılır. Safra kesesinde yoğunlaşan curuf normal olarak dışarı atılır, nadiren curuf çok yoğun gelirse çamurlaşmaya sebep olabilir. Bu çamurlaşmaya karşı özel bir temizlik yöntemi gerekir. İngiliz tuzu (Epsom Salt, Magnezyum Sulfat) içerek safra kanallarını genişletir. Bu mineral doğada bulunan bir mineraldir. İçildiğinde tüm kas ve ruh sistemini gevşetir. Bu teknik ile dünyada milyonlarca insan safra taşlarından kurtulmuştur. Hamiler ve çocuklar dahil kulanabilir. Dolayısıyla çamur için hiç endişelenmenize gerek yok. 1 gece de bile kurtulabilirsiniz. 30 gram ingiliz tuzu 300 ml suda çözülür ve yudum yudum 5-10 dakika da içilir. Ve 15-20 dakika sonra yarım bardak zeytin yağı ve yarım bardak limon suyu karıştırılarak içilir. Böylece safradaki çamurlaşma tamamen dışarı atılır ve taş oluşması önlenir. Magnezyum sulfatın tıbta kulanılan türü ile kulanılmayan türüde mevcuttur.