PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tarikat-i futboliyye


ALONE53
05-04-2008, 17:09
Tarikat-i futboliyye
AHMET TURAN ALKAN
Şook, şook, şokkk! Evet değerli basın dostları, “Naabertürk” televizyonunda bu akşam çok önemli bir gelişmeyi masaya yatırıyoruz. Konumuz, futbol dünyamızı yakından ilgilendiren, daha doğrusu vampir gibi kemiren bir olay: Tarikatçı futbolcular ve dincilerin futbol kulüplerine sızması.
Sözü önce, bu konuda derin duyarlıklar geliştirmiş değerli gazeteci Kuzgun Abi’ye veriyor ve diyorum ki, Kuzgun Abi, Tarikat ve futbol deyince aklınıza neler geliyor?

Valla neler gelmiyor ki Mücverciğim. Mesela futbolun dini imanı yoktur gibi evrensel bir söz var bir kere...

Pardon, o söz, paranın dini imanı şeklinde değil miydi?

Farketmez ki şekerim; hiç faktör değil. Dinciler futbola, sırf futbol aşkına ilgi göstermiyorlar ki, para için ilgileniyorlar.

Peki abi somut bir olay gösterebilir misin bu konuda?

İşte güzide bir takımımız söz konusu olan; adını söylemeyim ama bu kulüpte tarikatçi bir yapılanma olduğunu bilmeyen yok. Bunların işi sabah-akşam futbol...

Neler yapıyorlar meselâ?

Ben bizzat görmedim ama herkes biliyor; bunlar, başlarında bir tarikatçı forvet var biliyorsunuz, hani şu uzun boylu olanı, ağzı iyi lâf yapıyor...

Yav Kuzgun abi, özür dilerim, araya girmek istiyorum; ağzı iyi lâf yapıyor dedin ya; abi bu adam tarikatçi filan ama hakikaten iyi konuşuyor. Senelerdir maç sonrası röportajlarını dikkatle seyrederim; yav arkadaş, adamın kurduğu cümleleri al, ÖSS sınavlarının Türkçe kitapçığına koy. Öyle düzgün cümleler, değme politikacılar, spikerler bu kadar kolay, rahat ve düzgün cümle kuramaz ha!

E, işte onu söylüyoruz; bunlar belirli merkez tarafından özel olarak yetiştiriliyor, diksiyon kurslarına filan gönderiliyorlar ki kamuoyunda sempati toplasınlar; belki biçki-dikiş kursuna bile gidiyorlardır ha...

Bir de Kuzgun abi, dinci-minci fakat düzgün çocuklar; aile hayatları mazbut; kirli işlere bulaşmazlar, gece âlemlerinde görünmezler...

Ne demek istiyorsun düzgün filan diye?

Ne bileyim, öyle söylüyorlar işte...

Takiyye işte bu takiyye; futbolcu dediğin böyle mi olur kardeşim; biraz serseri tabiatlı olur, tahsili terbiyesi kıt olur, maç saatleri haricinde alkol alır, gece kulübüne gider, çapkınlık yapar, gece kamptan kaçıp diskoya filan gider. Bunlar böyle mi? Değil. Niçin değil; çünkü tarikatçi bunlar tarikatçi!

Ben yine bir şey söylemek istiyorum Kuzgun abi, biliyorum tarikatçilik kötü bir şey; en azından iyi bir şey değil. Peki, nedir bu tarikatçilik, yani niçin kötü? Epistemolojik açıdan olayın irdelenmesi nedir bağlamında soruyorum?..

Yahu bu kadar basit bir şeyi tarif ettirmeyeceksin bana herhalde. Tarikat kötü bir şeydir o kadar.

Bir kere laikliğe aykırı kuzgun Abi...

Hay ağzını öpeyim, hah; laikliğe aykırı. Dinci bunlar dinci. Takiyye yapıp şirin görünüyorlar ki gelecekte bütün futbol takımları dinci futbolculardan oluşsun.

O zaman takımlar da isim değiştirir herhalde?

Ne gibi, anlamadım tam?..

Meselâ ne bileyim Türkcell Süperlig diyoruz değil mi; düşün ki yirmi sene sonra Fener’in adı olmuş Fenerbahçe-i Kaadiriyye..

Yok daha neler?..

Olmaz demeyin, o istikamete gidiyoruz. Meselâ Karakartal’ın adını şöyle düşünün: Beşiktaş-ı Nakşibendiyye

Galatasaray-ı Rufaiyye!

Olabilir, olacak. Gençlerbirliği Oftaş’a kim sesini çıkarıyor bugün; yarın Trabzonspor da, Halvetiyye-i Trabzonspor olursa şaşırmayacaksınız?

Sahi yahu; olur mu olur!..

Bunlar şöyle çalışıyor Şefikçiğim; antrenmandan sonra abi futbolcular gençleri topluyor, duşlarını alırken birer de gusül abdesti almalarını tembih ediyorlar. Sonra bir odaya kapanıp tarikat ayini yapmaya başlıyorlar.

Karşı çıkan olursa?

Onu takımdan kesiyorlar; akıllanmazsa sattırıyorlar. Sonracağıma söyleyim yine takım halinde türbelere, camilere gidip namaz kılıyorlar.

Olamaz inanmıyorum.

Ben üç sene önce miydi neydi, bayram namazına gitmiştim; orada birini gördüm bunların, camideydi ve inanmayacaksınız, namaz bile kılıyordu.

Oh my God!

Peki teknik adamlar karışmıyor mu?

Hadlerine mi düşmüş. Zaten antrenman programı dışardan gönderiliyor bunlara. Hocaefendi hazırlıyormuş antrenman programlarını; şu kadar düz koşu, şu kadar dakika taktik ve topsuz çalışma diye...

İyi de hocaefendi ne anlar yahu futboldan?

Yav bu adamların hayatı futbol; bunlardaki taktik Alex Ferguson’da, Morinho’da bile yok. Yav kardeşim gece yarılarına kadar futbolla ilgileneceğine biraz tesbih çek, nafile ibadette bulun değil mi? Hayır, ille de futbol. Şimdi yeni ofansif taktik üzerinde çalışıyorlarmış ve duyduğuma göre Barcelona’yı çalıştıran Anelka bile telefonla Hocaefendi’den taktik alıyormuş.

İyi de abi, Anelka teknik direktör değil ki, hâlâ futbolculuk yapıyor bildiğim kadarıyla Chelsea’de...

O da takiyye yapıyor oğlum, anlasana; bi defa bu adam Müslüman değil mi?

Hee, Müslüman!

Anladın onu sen! Bak gördün mü; doğru ilmeği yakaladın mı gerisi çorap söküğü...

Abi müthişsin! Vay canına, doğru be; Anelka Müslümandı değil mi sahiden?

Beş vakitçiymiş üstelik diyorlar; doğru mu acaba? Ribery de öyleymiş...

Neyse, işte şuraya yazıyorum: futbol laiktir laik kalacak! O kadar!.