tuning_07_07
04-17-2008, 15:17
http://img.sabah.com.tr/im/2008/04/16/2A27CD306666B74ABE7FA493y.jpg
Beşiktaş, kendisine aşırı güvenden o dönemde 1 milyon euroya kapatacağı Vicente Del Bosque davasında 8 milyon euro tazminat ödemeye mahkum edildi.
Filip Holosko'ya 5 milyon euro artı 1'er milyon eurodan iki futbolcusunu verdi.
Kaç etti? 15 milyon euro.
Devam edelim.
Edouard Cisse'ye 2 milyon euro, devre arasında Gordon Schildenfeld'e 2 milyon euro, oynamadan giden Federico Higuain'e bonservis bedeli olarak 1 milyon euro ödenmiş. Futbolculara ödenenleri saymıyoruz.
Nedir toplam maliyet? 20 milyon euro.
Peki Yıldırım Demirören ile birlikte beyaz sayfaya imza atan Adnan Polat'ın futbol şubesi sorumluluğunda Galatasaray sırf bonservislere ne kadar harcadı: 10 milyon euro. Oyuncularla birlikte toplam maliyet: 32 milyon euro.
UEFA Kupası'nda Glasgow Rangers, Sporting Lizbon'u geçip yarı finale kaldı. İskoç ekibinin transfer harcaması bu sezon sadece 12 milyon euro! Aynı kupada PSV Eindhoven'ı deplasmanda devirip dört takım arasına giren Fiorentina kaç para harcadı? 17.4 milyon euro.
46 MİLYON EURO BORÇ VAR
Fatih Tekke'nin takımı Zenit de, UEFA Kupası'nda 0-0'ın rövanşında Galatasaray'ı 5-1 ile sahadan silen Bayer Leverkusen gibi önemli bir takımı eleyip ilk dörde kaldı. Peki bu takım bu sezon kaç para harcamış olabilir? Söyleyeyim 9 milyon 200 bin euro!
Galatasaray ile birlikte futbolda beyaz sayfa açma kararı alan başkan Yıldırım Demirörenli Beşiktaş ne kadar borçlu biliyor musunuz? Resmi açıklamaya göre 46 milyon euro.
22 Mart tarihinde Galatasaray'ın yeni başkanı Adnan Polat oldu. Birçok Divan Kurulu üyesinden bile yaşlı olan Karl Heinz Feldkamp'tan oyuncuların baskısıyla vazgeçti. Oyuncuların kulübü yönettiğine mi yanarsınız, yoksa ahı gitmiş vahı kalmış teknik direktörü göreve getirip sezonun finalinde ondan vazgeçenlere mi?
Bu ikili beyaz sayfa açarken; Fenerbahçe, Chelsea karşısında en büyük kupada ilk dördü zorluyordu.
Galatasaray ve Beşiktaş'ı yönetenlerin durumu, Bizanslı papazların İstanbul'un fethinde "Melekler dişi mi, erkek mi?" diye tartışmalarını çağrıştırıyor.
İki başkana hatırlatırız. Futbol denizinin dibi batan kulüplerle doludur.
İtalya'da Parma, Lazio ve hatta yeni yeni gün ışığı gören Fiorentina gibi..
Demirören'in 26 Ekim 2004'teki açıklaması: "Beşiktaş'ta A'dan Z'ye plan her zaman hazırdır. Del Bosque ile 2 yıllık sözleşmemiz var. Onu getirerek bir dünya kulübü olduğumuzu kanıtladık. Sonuna kadar da onunla devam edeceğiz."
Vicente Del Bosque, bu açıklamadan 3 ay bile geçmeden kovuldu. Yerine öz evlat diye getirilen Rıza Çalımbay ise 9 ay sonra gönderildi.
DEMİRÖREN EFSANEYİ YIKTI
Beşiktaş bir dönem herkesin sempatisini toplayan bir takımdı. Yavaş yavaş büyüyen, kimseye borcu olmayan, kendi yağıyla kavrulan bir Beşiktaş esnafı gibiydi. Alt yapıdan yetiştirilen çocuklar bu takımın yıldızı olacaktı.
Ama Demirören geldi ve efsaneyi yıktı. Alt yapıda çalışan teknik adamların maaşlarına bir bakın ağlarsınız. Tribün emekçilerinin, bağırmanın karşılığı olarak o teknik adamlardan daha fazla değerli olduğunu vurgulamaya zaten gerek yok! 1980'lerde köyden gelip emeğiyle hayatını kazanan ve bileğinin hakkıyla başarılı olan bir genci hatırlatan Beşiktaş, Demirören ile alt üst oldu. Ne Galatasaray gibi aristokrat ne de Fenerbahçe gibi başarılı bir müteşebbis olabildi.
Benim çocukluğumda herkes Beşiktaşlı'ydı. Oysa şimdi kimsenin ilgisini bile çekmiyor. Futbol ve basketbol maçlarında gazozuna gelen başarılarda ağlayan başkan Yıldırım Demirören, göreve geldiğinden bu yana geçin Şampiyonlar Ligi'ni, UEFA Kupası'nda ilk dörde kalan takımlardan fazla para harcayıp amorti Süper Kupa başarılarıyla taraftarı avuttuğunu sanıyor.
BEYAZ SAYFALAR BİTMEZ
Galatasaray, UEFA Kupası'nı kazanmayı paraya çevirememenin ardından suçu Fenerbahçe'ye atıyor.
Sonra da iki başkan kalkıyor; Eto'o ve Ronaldinho için Barcelona ile pazarlığa oturan Fenerbahçe'yi suçluyor. Beyaz sayfa açıyorlar.
Atı alan Üsküdar'ı geçti!
Önce siyahla doldurduğunuz sayfalarınızı temizleyin.
Ardından bir Fenerbahçe kitabı alın o beyaz sayfaları kopya çekerek de olsa doldurun artık.
Yoksa gelecek sene açacağınız beyaz sayfalar Eto'o'nun atacağı gollerden fazla olmak zorunda kalacak.
Bu arada bu satırların yazarı eski bir Beşiktaşlı.
Hem de bordrosuz!
kaynak:GALİP ERCAN ÖZTÜRK
Beşiktaş, kendisine aşırı güvenden o dönemde 1 milyon euroya kapatacağı Vicente Del Bosque davasında 8 milyon euro tazminat ödemeye mahkum edildi.
Filip Holosko'ya 5 milyon euro artı 1'er milyon eurodan iki futbolcusunu verdi.
Kaç etti? 15 milyon euro.
Devam edelim.
Edouard Cisse'ye 2 milyon euro, devre arasında Gordon Schildenfeld'e 2 milyon euro, oynamadan giden Federico Higuain'e bonservis bedeli olarak 1 milyon euro ödenmiş. Futbolculara ödenenleri saymıyoruz.
Nedir toplam maliyet? 20 milyon euro.
Peki Yıldırım Demirören ile birlikte beyaz sayfaya imza atan Adnan Polat'ın futbol şubesi sorumluluğunda Galatasaray sırf bonservislere ne kadar harcadı: 10 milyon euro. Oyuncularla birlikte toplam maliyet: 32 milyon euro.
UEFA Kupası'nda Glasgow Rangers, Sporting Lizbon'u geçip yarı finale kaldı. İskoç ekibinin transfer harcaması bu sezon sadece 12 milyon euro! Aynı kupada PSV Eindhoven'ı deplasmanda devirip dört takım arasına giren Fiorentina kaç para harcadı? 17.4 milyon euro.
46 MİLYON EURO BORÇ VAR
Fatih Tekke'nin takımı Zenit de, UEFA Kupası'nda 0-0'ın rövanşında Galatasaray'ı 5-1 ile sahadan silen Bayer Leverkusen gibi önemli bir takımı eleyip ilk dörde kaldı. Peki bu takım bu sezon kaç para harcamış olabilir? Söyleyeyim 9 milyon 200 bin euro!
Galatasaray ile birlikte futbolda beyaz sayfa açma kararı alan başkan Yıldırım Demirörenli Beşiktaş ne kadar borçlu biliyor musunuz? Resmi açıklamaya göre 46 milyon euro.
22 Mart tarihinde Galatasaray'ın yeni başkanı Adnan Polat oldu. Birçok Divan Kurulu üyesinden bile yaşlı olan Karl Heinz Feldkamp'tan oyuncuların baskısıyla vazgeçti. Oyuncuların kulübü yönettiğine mi yanarsınız, yoksa ahı gitmiş vahı kalmış teknik direktörü göreve getirip sezonun finalinde ondan vazgeçenlere mi?
Bu ikili beyaz sayfa açarken; Fenerbahçe, Chelsea karşısında en büyük kupada ilk dördü zorluyordu.
Galatasaray ve Beşiktaş'ı yönetenlerin durumu, Bizanslı papazların İstanbul'un fethinde "Melekler dişi mi, erkek mi?" diye tartışmalarını çağrıştırıyor.
İki başkana hatırlatırız. Futbol denizinin dibi batan kulüplerle doludur.
İtalya'da Parma, Lazio ve hatta yeni yeni gün ışığı gören Fiorentina gibi..
Demirören'in 26 Ekim 2004'teki açıklaması: "Beşiktaş'ta A'dan Z'ye plan her zaman hazırdır. Del Bosque ile 2 yıllık sözleşmemiz var. Onu getirerek bir dünya kulübü olduğumuzu kanıtladık. Sonuna kadar da onunla devam edeceğiz."
Vicente Del Bosque, bu açıklamadan 3 ay bile geçmeden kovuldu. Yerine öz evlat diye getirilen Rıza Çalımbay ise 9 ay sonra gönderildi.
DEMİRÖREN EFSANEYİ YIKTI
Beşiktaş bir dönem herkesin sempatisini toplayan bir takımdı. Yavaş yavaş büyüyen, kimseye borcu olmayan, kendi yağıyla kavrulan bir Beşiktaş esnafı gibiydi. Alt yapıdan yetiştirilen çocuklar bu takımın yıldızı olacaktı.
Ama Demirören geldi ve efsaneyi yıktı. Alt yapıda çalışan teknik adamların maaşlarına bir bakın ağlarsınız. Tribün emekçilerinin, bağırmanın karşılığı olarak o teknik adamlardan daha fazla değerli olduğunu vurgulamaya zaten gerek yok! 1980'lerde köyden gelip emeğiyle hayatını kazanan ve bileğinin hakkıyla başarılı olan bir genci hatırlatan Beşiktaş, Demirören ile alt üst oldu. Ne Galatasaray gibi aristokrat ne de Fenerbahçe gibi başarılı bir müteşebbis olabildi.
Benim çocukluğumda herkes Beşiktaşlı'ydı. Oysa şimdi kimsenin ilgisini bile çekmiyor. Futbol ve basketbol maçlarında gazozuna gelen başarılarda ağlayan başkan Yıldırım Demirören, göreve geldiğinden bu yana geçin Şampiyonlar Ligi'ni, UEFA Kupası'nda ilk dörde kalan takımlardan fazla para harcayıp amorti Süper Kupa başarılarıyla taraftarı avuttuğunu sanıyor.
BEYAZ SAYFALAR BİTMEZ
Galatasaray, UEFA Kupası'nı kazanmayı paraya çevirememenin ardından suçu Fenerbahçe'ye atıyor.
Sonra da iki başkan kalkıyor; Eto'o ve Ronaldinho için Barcelona ile pazarlığa oturan Fenerbahçe'yi suçluyor. Beyaz sayfa açıyorlar.
Atı alan Üsküdar'ı geçti!
Önce siyahla doldurduğunuz sayfalarınızı temizleyin.
Ardından bir Fenerbahçe kitabı alın o beyaz sayfaları kopya çekerek de olsa doldurun artık.
Yoksa gelecek sene açacağınız beyaz sayfalar Eto'o'nun atacağı gollerden fazla olmak zorunda kalacak.
Bu arada bu satırların yazarı eski bir Beşiktaşlı.
Hem de bordrosuz!
kaynak:GALİP ERCAN ÖZTÜRK