PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : DP, AK Parti'nin kapatılmasına karşı


MetinCeylan
04-13-2008, 18:21
http://www.haberaktuel.com/images/news/24225.jpg 13 Nisan 2008 / 17:45

DP, AK Parti'nin kapatılmasına karşı
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ''Demokrasiyi suistimal etseler bile AKP'nin kapatılmasına şiddetle karşıyız'' dedi. Soylu, 'emanetçi' sorusuna şöyle yanıt verdi:





Soylu, Eskişehir'de düzenlediği basın toplantısında, milletin, esnafın, köylünün, işçinin, işsizin, üreticinin dertlerini dinlemek ve onlara geleceğin Türkiye'sini anlatmak için adına ''Beyaz Yürüyüş'' dedikleri bir organizasyon yaptıklarını belirterek, Kırat'ın yeniden Türkiye'yi yönetebilir hale gelmesi için 11 gün önce Çanakkale'den yola çıktıklarını kaydetti.

Türkiye'nin 2002 yılında 220 milyar dolar borç stoku olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

''Bugün dış borç stoku 480 milyar dolardır. Bunun 147 milyar doları özel sektöre aittir. 220 milyar dolarlık borç stoku tüm cumhuriyet tarihinin borç stokudur. Bunun içinde Kıbrıs ambargosu, terör örgütü ile yapılan mücadelenin maliyeti, hava limanları, ağır sanayi, fabrikalar, GAP'ın bazı bölümleri, yollar var. Son 6 yıldır Türkiye'de ne yapıldı da 260 milyar daha borç stoku oluştu? 2001'de yüzde 6 olan işsizlik bugün yüzde 10.6'ya çıktı. 2002'de 800 trilyon olan protesto edilen senet tutarı bugün 5.5 katrilyona yükseldi. Türkiye'de 5.5 katrilyon kredi kartı borcu var. Yine cari açık 1.5 milyar dolardan 38.5 milyar dolara çıktı. Dış ticaret açığı da 14 milyar dolardan yaklaşık 63 milyar dolar seviyesine geldi.''

Ekonomik ve siyasi istikrarın bir ülkenin karşılaşacağı en olumlu durum olduğunu ifade eden Soylu, ''AKP bu süreci iyi yönetemedi. Türkiye'de büyüme hızı yüzde 4.5'te kaldı. Ülke büyümesini sürdüremedi'' dedi.

Soylu, Türkiye'nin yabancı sermayeye ihtiyacının insanın suya ihtiyacı gibi olduğunu belirterek, ''Türkiye bunsuz yaşayamaz. Maalesef Türkiye bu hale getirilmiştir'' diye konuştu.

Türkiye'de 14 Martta bir olay olduğunu iddia eden Soylu, şöyle devam etti:

''Ekonomi nezle olursa demokrasi öksürür, ekonomi nezle olursa toplumsal barış sıtma olur. Türkiye bu durumla karşı karşıyadır. İktidar henüz durumun farkında değildir. Ara rejimin başlangıcıdır. Türkiye hiç kimsenin seslendirmek ve dillendirmek istemediği bir ara rejimdedir. Bir ülkede cumhurbaşkanı belirtilen yasaların, anayasanın, onun verdiği kuvvetin dışında bir hükümle yargılanmaya başlarsa buna kimse 'normal düzen', 'normal rejim' diyemez. Bu iktidarın işine gelmiyor. İktidar, karizmasının çizilebileceği hissiyle bu meseleye hiç girmiyor. İktidar bu meseleyi halının altına sürüklemektedir. Muhalefet de bu alana hiç girmiyor. Sivil toplum örgütleri henüz pozisyon bulamadı.''

''Son 6 yılın kahramanının bu hükümet değil her türlü olumsuz rekabete rağmen özel sektörü geliştirenler'' olduğunu kaydeden Soylu, ''Türkiye'yi kapkaç siyasetine düşüren iktidar ve muhalefet milleti oyalamaya çalışıyor. Demokrasiyi suistimal etseler bile AKP'nin kapatılmasına şiddetle karşıyız. Bu davayı Türk demokrasisi açısından sancılı bir dönemin başlangıcı olarak görmekteyiz'' dedi.

Türkiye'de 40 yıldır siyaset yapan Deniz Baykal'ın yaptığı bir hastane, üretim tesisi, üniversite ve sanayi tesisi olmadığını belirten Soylu, laikliğin siyasallaştırılması üzerinden tembellikle politika yaptıklarını söyledi.

-''SİYASET, BASİRETSİZ İNSANLARIN ELİNDE KALDI''-

Mecliste 4 siyasi parti bulunduğunu ve hepsinin ideolojik tabanlı olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:

''Bu gerginliğin temel sebebi meclisin bugünkü yapısıdır. Türkiye'de ne varsa Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAVATAN ve Doğru Yol Partisi döneminde yapılmıştır. Hepsi merkez sağ iktidarlar tarafından yapılmıştır. Merkez sağ siyaseti, büyümeci ve kalkınmacıdır. Siyaset ciddi insanların işidir. Türkiye'de siyaset, ülkenin nasıl yönetileceğinden habersiz, basiretsiz insanların elinde kalmıştır. 91 gün önce göreve geldim. Ankara'da durabilirdim, kapıdan içeri girince onlarca insan ayağa kalkıyor. Diğer partilerin de sahip olduğu sultan saraylarına benzeyen genel merkezleri bıraktık milletin içinde olmaya geldik. Türkiye'nin iyi yönetilmeye ihtiyacı var. Dünya için tehdit gibi görünen küresel ısınma bile Türkiye için şans olabilir. 30 milyon ton buğday üretsek cari açık kapanır. Demokratız, değişimciyiz ve sonuna kadar siviliz. Bu partinin karakteri budur.''

Soylu, merkez sağın 1990'dan sonraki değişimleri iyi algılayamadığını belirterek, merkez sağın en önemli sorunlarından birinin de ihtilaller, darbeler ve post modern darbeler olduğunu söyledi.

Özellikle 28 Şubatın tamamen merkez sağı devreden çıkarıcı bir unsur ortaya koyduğunu ifade eden Soylu, ''1982 Anayasası merkez sağın beslenme kanallarını, örgütlü toplumu tıkadı. Merkez sağ partiler ideolojik kanallardan beslenmez, toplumun ortalama dengelerinden beslenir. Bazen doktor, akademisyen, otomobil tamircisi bazen de iyi üreten bir çiftçidir'' dedi.

Soylu, bir gazetecinin ''emanetçi'' olduğu yönündeki sözleri üzerine, ''İş adamıyım. İşimi, çocuğumu bıraktım, gece gündüz çalışıyorum. Bu parti büyük bir parti. Emanetçilik kabul etmez. Ben de emanetçi olacak kadar küçük bir adam değilim. Şahsıma hakaret kabul ederim. İyi niyetimi kimse suistimal etmesin'' diye konuştu
kaynak:http://www.haberaktuel.com/news_detail.php?id=123203&uniq_id=1208399841