PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Anne Babalar Okusun


MetinCeylan
04-04-2008, 14:51
http://www.haberaktuel.com/images/author/38_b.jpg
Muaz KALAYCI
m.kalayci@haberaktuel.com ( m.kalayci@haberaktuel.com)
Kimdir? (http://www.haberaktuel.com/author_detail.php?id=38)
Arkadaşına Gönder (http://www.haberaktuel.com/#)
Çıktı Al (http://www.haberaktuel.com/author_article_print.php?id=1159)
Anne Babalar Okusun
04 Nisan 2008 Cuma
Babam "öğrencinin boş vakti olmaz" derdi... Ve gerçekten de "boş vaktimizin olmasına" hiç izin vermedi. İki kardeş hiç top oynayacak, TV izleyecek "boş vakit” bulamadık. Hep "misafir odası" diye isim taktığımız odaya kapatılır, ders çalışmak için "uyarılırdık". Arada meyve molası olur, en fazla 15 dakika sürer, annem; “bizim çocukların kitaplarını getir de derslerine biz çalışalım bey” deyince soluğu misafir odasında alırdık.

Ama zorlamalar bir zamana kadardı... Lise 1'den sonra, babamın karşısında “o odaya” bir daha girmek istemeyen ve ders mülahazasından nefret eden bir delikanlı vardı...

Bilmiyorlardı o odada hep boş bir şeylerle ilgilendiğimi, şarkıcı isimleri yazdığımı sayfalarca, türküler tutturduğumu bağırır gibi içimden, fısıldayarak...

Velileriyle evde saklambaç oynayan, ders çalışmak için odaya kapatılan, sonra kitabın başında uyuya kalan, sabah okula gidince yapmadık haylazlık bırakmayan, evde deforme olmuş çocukluğunu okula gidince dozu yükselterek yaşayan, ders çalışmayı zihninde antipatikleştiren, derse girince tahta sırayı pamuk yastık yapan, ayaklarını sallayan, bir öndekinin sırtına dürten, öğretmen yakalayınca paçayı yırtmak için söylemedik yalan bırakmayan öğrencilik yapısı yıllardır süre gelen çarpık yetiştirme tarzını göz önüne seriyor.

Yeniden alev alan sağ-sol kavgaları bu yapının günümüze kadar taşındığına işaret ediyor. Dağa çıkanlar, adam vuranlar, tüyü bitmemiş yavrunun hakkını çalanlar; selâyetleri zaruri erozyona maruz kalmış bilinç noksanı insanların eseri olarak peyda oluyorlar. Çocuklarıyla “arkadaş” olmayı beceremeyen anne babaların sözünü tutturamayınca “şamar oğlana” sığınması çocukların olgunlaşmasına kurşun sıkıyor.

Okuldan alınan eğitim sistemini şikâyet etmenin yerine evde verilen eğitim sistemini değiştirmenin daha mantıklı bir çıkış yolu olduğu, örneklerin de ele alındığı bir iç muhasebede anlaşılır.

“Öğrencinin de boş vakti” olduğu hesaba katılıp, “öğrenciyi boş bırakmamanın” dozunun ayarlandığı bir eğitim programı ancak amaca hizmet edebilir.

Ders çalışmayı eğlenceli hale getirmeden başarı beklemeyi hiç de eğlenceli olmayan bir zayıflık olarak yorumlayabiliriz.

Madalyonun öte yüzündeki “bas parayı al rahatı” stratejisi de kantin önünden ayrılmayan, sigara içmek için okul arkasına tünemenin yerine öğretmenin karşısında dumanı savuran öğrenci modeline örnekler getiriyor.

Sendeleyen çarpık ev eğitimi sisteminin dengeye oturtulması lazım. Mecburi odaya kapanma saatleri, ipin ucunun kaçırılmadığı daha özgür saatlerle değiştirilmeli.

Emanet edilmeye gelmeyen geleceğinizi ipotek altına almaya çalışanların da dengesi böylesine zayıf bir sistemden çıkmış olabileceğini lütfen hesaba katın. Paralayan değil, paralanan yarına sahip olmak için bu hesaba katmaya ihtiyacımız var.

Ben artık sıkıldım, lütfen siz de sıkılın.

kaynak:http://www.haberaktuel.com/Anne-Babalar-Okusun-Muaz-KALAYCI-yazisi-1159.html