PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : kurumların bize faydaları


_SoN_
11-02-2013, 16:07
kurumların bize faydaları



Şirketler her geçen gün çevre konuları, insan hakları, yolsuzlukla mücadele gibi toplumsal konularla daha yakından ilgilenme baskısı altındalar. Birçok şirket bu konularda bazen iyi niyetli olmalarından, bazen de bu toplumsal baskılar nedeniyle faaliyetlerini geliştiriyorlar. Ancak, genellikle bu konudaki faaliyetleri işlerinden ayrı, bir sosyal lisans gereği olarak yerine getiriyor, bu konudaki çalışmalarının iş sonuçlarına etkilerini yeterince değerlendirmiyorlar. Bu konuda UN Global Compact gibi inisiyatiflere katılanların birçoğu bile bu konudaki çalışmalarının ölçümlerinde ağırlıklı olarak operasyonel kriterleri ölçüyorlar. Örneğin, çevreyle ilgili yaptıkları yatırımları gibi girdi kriterleri, nadiren de karbon salınımını ne kadar azalttıkları gibi doğrudan yapılan faaliyetin sonucunu ilgilendiren kriterleri takip ediyorlar. Oysa, ölçülmesi daha güç de olsa kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarının şirketler açısından satışların artması, maliyetlerin azaltılması, risklerin daha iyi yönetimi gibi iş sonuçlarını etkileyen birçok çıktısı da oluyor.
Ayrıca, iş sonuçlarıyla bağlantısı kurulamayan sosyal sorumluluk projelerinin şirketler açısından doğru kaynak kullanımını ve sürdürülebilirliğini sağlamak da güç oluyor. Bu nedenle, şirketlerin her türlü iş sonuçlarında girdi-çıktı dengesini ölçüp iyileştirmeye çalıştıkları gibi bu konuda da benzer bir yaklaşımı benimsemelerinde fayda var.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini ciddiye alan şirketlerin dört temel alanda iş sonuçları açısından da fayda sağladıkları gözlemleniyor: (i) Büyüme, (ii) Getiri, (iii) Risk yönetimi, ve (iv) Yönetim kalitesini geliştirme.
Büyüme açısından çeşitli faydalar sağlayan sosyal sorumluluk projeleri şirketlerin farklı pazarlarda daha hızlı tanınmalarına ve dolayısıyla yeni pazar geliştirme çabalarının daha etkin ve daha az maliyetli olmasına yardımcı olabiliyor. Ayrıca, toplumsal sorunları daha yakından takip edebilen şirketler toplumun değişik kesimleri için yeni ürünler geliştirebiliyor. Örneğin, mikro kredi projelerini sosyal sorumluluk olarak desteklemeye başlayan bazı uluslararası bankaların zaman içerisinde bu konudaki kredi geri dönüş performansının yüksek olmasından etkilenip, bu konuyu iş alanları içerisine dahil ettikleri gözleniyor. Dolayısıyla, sosyal sorumlulk projeleri şirketlerin sadece yeni pazarlara değil, aynı zamanda yeni pazar segmentlerine açılmlarına, hatta onlar için yeni ürünler geliştirmelerine yardımcı oluyor. Örneğin, bazı ilaç firmalarının Afrika’daki sosyal sorumluluk projelerinin ilaç dozunu kontrol etme ve kullanımını kolaylaştırma konusunda yenilikçilik çalışmalarına yardımcı olduğu biliniyor. Kısaca, sosyal sorumluluk projeleri marka değerini artırarak, yenilikçilik çalışmalarına ivme kazandırarak ve yeni pazar, segment ve ürün geliştirme faaliyetlerine katkıda bulunarak şirketlere fayda sağlıyor.
Sosyal sorumluluk projeleri aynı zamanda şirketlerin kaynak kullanım etkinliklerini de artırarak kârlılıkları da artırıyor. Örneğin, Coca Cola şirketinin su kullanımı konusundaki hassasiyeti gerek toplam su kullanımını ve enerji kullanımının azaltılmalısına, gerekse su arıtma teknolojilerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Sosyal duyarlılığı yüksek şirketlerde çalışanların şirket bağlılığının artması da insan kaynaklarının daha etkin kullanımını sağlıyor. Ayrıca, bu çalışmalarla marka değeri artan şirketler farklılaşma stratejilerini ve piyasadan daha yüksek fiyat talep edebilme becerilerini geliştirmiş oluyorlar.
Sosyal sorumluluk projelerinin önemli faydalarından birisi de risk yönetimi etkinliğini artırmak. Bu çalışmalar toplumsal duyarlılıkların yüksek olduğu konularda zaman içerisinde ortaya çıkabilecek kamusal düzenlemelere uyum konusundaki becerilerin gelişmesi oluyor. Bu konulardaki öncü şirketler hem düzenleyici ve denetleyici kurumların yeni regülasyonlarının oluşum sürecini etkileyebiliyor, hem de onlar nezdindeki itibarı nedeniyle daha etkin bir risk yönetimi gerçekleştirebiliyorlar. Bu konuları ciddiye alan şirketlerin tüm değer zincirini de olumlu etkilemesi, gerek tedarik sürekliliği, gerekse marka itibarı yönünden faydaları oluyor.
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri birçok şirket için aynı zamanda liderlik yekinliklerini geliştirme fırsatları da yaratıyor. Örneğin, IBM şirketinin ülkemizde de gerçekleştirdiği enteresan bir proje var. Dünyanın farklı bölgelerinden üst düzey yöneticiler daha üst bir pozisyona atanmadan önce bir ile gelerek o ilin ileri gelenleriyle birlikte o ilin gelişimine ilişkin bir strateji danışmanlığını gönüllü olarak veriyorlar. Böylelikle, hem bu yöneticiler gelişmekte olan pazarlardaki konuları daha yakından tanıma fırsatı ediniyorlar, hem farklı ülklerden gelen çalışanlar ortak bir çalışma kültürü kazanmış oluyorlar, hem de alışkın oldukları ortam dışında bir yerde bu yöneticilerin takım çalışması, problem çözme, ilişki kurma, liderlik gibi yetkinlikleri hem test edilmiş, hem de gelişmiş oluyor.
Özetle, iyilik yapmak aslında iş sonuçları açısından da iyi oluyor. Bu nedenle, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin bu alanlardaki etkilerini de ölçmek şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin etkinliğini geliştirmek ve onları sürdürülebilir kılmak için önemli bir araç oluyor. Çünkü, ölçülmeyen performans geliştirilemez.