-"Kızım bunlar boşanmıyor muydu?" Kafamı kaldırıp baktım, ekranda Bülent Ersoy ile Armağan Uzun var... Annem yanıt bekliyor... Belli ki duyduklarına inanmamış, benden teyit istiyor;
-"Yok anne barışmışlar" dedim...
Annem ikna olacak gibi değil;
-"Daha geçen gün bu Armağan'ın anası konuşuyordu. Boşanıyomuş, akupat (annem avukatı ancak böyle telaffuz edebiliyor) neyin tutmuşlar.
Ne yanıt vereyim de annemi ikna edeyim;
-"Şimdi de barışmışlar işte anne..." deyip işin içinden sıyrılmaya çalıştım... Ama annem hala başını sallıyor...
Ardından da beni bitiren şu yorumu yapıyor;
-"Dünya göt atmış gidiyor da töss diyen yok!"

Baktım manzaraya, hak verdim ona...
Nasıl anlatayım ben şimdi bu kadıncağıza Armağan ile Bülent'in sevdasını... Eski zaman kadını anlamaz ki modern devir işlerinden...

Bir hafta içinde olanları şöyle bir hatırladım, ben de şaşırdım...
Neler olmuş bir bakın;

Tarih; 10 Kasım Cumartesi
Armağan Uzun'un annesi medyaya konuşuyor;
-"Ben oğluma da eşine da hak veriyorum. Çünkü Armağan, evlendikleri günden beri Bülent Hanım'la birlikte olmadı, karı-koca ilişkisi yaşamadılar. Oğlum kendisini hazır hissetmiyordu."

Tarih; 11 Kasım Pazar
Bülent Ersoy'un annesi Necla Poyraz cevap veriyor;
-“Hanımefendi yatak odalarına mı girmiş? Onlarla beraber mi yatıyormuş? Beraber olmadıklarına kadar girebiliyor. Bunları söyleyip para kopartmaya çalışıyorlar.”


Ve tam bir hafta sonrası...
Tarih; 17 Kasım Cumartesi
Ekranda yandaki görüntü yer alıyor... Armağan ile Bülent'in barışma sahnesi... Daha önce kapıdan bacadan kovdukları medya bu kez özel olarak davet edilmiş. Bu pozlar veriliyor... Söylenenler de şunlar;

Armağan Uzun eşi ile barıştı. Onun için 600 şişe şampanya patlattı. Bülent Ersoy, gece boyunca kayınvalidesi Gülsün Uzun ile elele oturdu.

Buyrun burdan yakın...
Bülent Ersoy'un gece boyu elini tuttuğu, sevgi gösterilerinde bulunduğu kim? Kayınvalidesi... Yani tam bir hafta önce şu yukarda aktardığım sözleri söyleyen kadın...
Bir hafta içinde bunlar nasıl kuzu-ciğer oldular?
Annem bana işte bu manzarayı soruyor...
Allah aşkına söyleyin...
Şimdi ben anneme bu durumu nasıl açıklayayım...
Ben bile çözemedim ki...

Verdikleri demeçlerden çıkardığım üç şık var.
Cevap belki bunlardan biridir;
a) Annesinin deyimi ile Armağan Uzun artık kendini hazır hissediyor.
b)-Karı-koca hayatı yaşamaya ikna oldu.
c)-Bülent Ersoy'un annesinin deyimi ile "herşey biraz daha para kopartmak için."

Valla kararsızım bu şıklarda...
Hoş! Pek umurumda da değil ya...
Sadece anneme cevap lazım.
Hangisini söylesem acaba...
Birşey kesin; a da desem b de desem, c de desem alacağım yanıt aynı... Dönüp bana yine şunu diyecek;
-"Dünya göt atmış gidiyor, töss diyen yok!"