PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Meddah


DİGİMAX
03-27-2008, 16:56
Meddah,Öyküsünü anlatırken ;canlardırma ve benzetme öğelerindenyararlanır.Anlattığı öykünün konusuyla ilişkili olarak çeşitli etnik gruplardan kişilerin,değişik yaştaki ve tipteki insanların , hayvanların,makinelerin ve doğa taklitlerini yapar.Elinde bir değnek ve omuzunda büyükce mendil vardı.Değneğini yere vurarak izleyicilerin dikkatini üzerine toplar,oyunun başlayacağını bildirir.Deyneği tüfek, süpürge ,at v.b yerine aksesuar olarakta kullanılır .Mendilli ceşitli etnik grupların ve değişik meslekten kişilerin giyimlerini,başlıklarını taklit eder,kadın taklidi sırasında başörtü olarak kullanılır.mendilin bir işlevi de degişik sesler çıkarmada yardımcı olmasıdır. Meddah ,öyküden çıkarılacak öğrenegi vurguladıktan sonra kalıp sözlerle öykünün sorulugunu kaynagına bırakıp özür diler; gelecek öykünü adını, anlatılacagı yeri ve zamanını belirterek gösteriye son verir.
Evliya Çelebi İstanbul ve Anadolu ‘daki meddahları anlatmakla , İstanbul’dan bunların sayısını 80 , Bursa’da 75 oldugunu Malatya’da gezinti yerlerinde de gösteri yaptıklarını yazmaktadır. Bu konuda bilgi veren yabancı kaynaklar da vardır.Bunlardan birinin XVIII.yy.’da meddahların öykü anlatmak yanında resmi haber kaynagı gibi devletçe alınan kararları aktardıklarını ve bir tür gazete işlevi gördüklerini belirtmesi ilginçtir. Bu bilgi daha sonraki başka kaynaklar ve tanıklarca da dogrulanmıştır.Örnegin Moltke’nin Türkiye’deki durumlar ve olaylar üzerine mektuplar (1960) adıyla türkçeye çevrilen yapıtında,bundan söz edilmektedir.
Meddah kahvesi,Özellikle ramazan ayında çok ragbet gören yerlerdi. İstanbul’un çeşitli semtlerinde meddah kahveleri vardı.XIX.y.y.’ın iknci yarısı ve XX.yy.’ın başında meddahların öykü anlattıgı başlıca kahvelerden birkaçı şunlardır;Aksaray’da Dilküşa kıraathanesi,Merkez kıraathanesi;Beyazıt’da Afitab kıraathanesi,Mısır lokantası bahçesi ;Dolmabahçe’de Yüksek kahve;Fatih’te Reşadiye kıraathanesi;Kadıköy Sögütlüçeşme’de Kurbağalıdere’de kıraathanesi Samatya’da Coil Efendi tiyatrosu;Sultanahmet’te Köşebaşı kıraathanesi;Şehremini’de Hacı Selim Ağa kahvesi ; Tpohane’de Arnavut Ahmet Efendi kahvesi ;Üsküdar’da İsmail Efendi kıraathanesi.
Meddah hikayesi masallarla oldugu gibi dev,peri türünden doğa dışı yaratıklarla , destanlarda oldugu gibi insanüstü gücü olan kahramanlara yer vermez. Halk hikayelerinde olduğu gibi saz eşliğinde söylenmez.Buna karşılık meddah, kahramanlarını şive taklitleri yaparak canlandırır.Bu hikayeler köy çevrelerine kadar yayılmış halk hikayelerinden farklı olarak kent çevresinin malıdır ;saraylarda ,konaklarda ,XVI.y.y. sonlarından başlayarak da kahvehanelerde anlatılmışlardır.XVII y.y.’dan sonra konuların kentlerin,özellikle İstanbulu’un günlük yaşamı etkilemiştir.Bu son dönemdeki meddah hikayelerinnin anlatımı halkın konuşmasıyla, yarı okumuş orta sınıfın özentili konuşmasını birleştirir.En eski meddah hikayeleri yazılı olarak günümüze ulaşmamıştır.Ancak bunların Şehname’deki bazı konulları, kahramanları arasında Hz. Ali,Hz.Hamza;Battal Gazi v.b. ‘nin yer aldıgı dinsel vetarihsel kahramanlık serüvenlerin aktardıkları bilinmektedir.XVI. yy.’da Varka ve Gülşah mesnevsini yazan Yusuf-i Meddah’ın bu hikayesini dinleyiciler tarafından okuyan bir meddah oldugu belirtilmektedir.XVI. yy.’da ,Murat III’ün sarayındaki “eğlence”adlı meddah,kendisinden önceki hikaye konularını aktarıyordu.Padişahın yeni hikayelerin istemesi üzerine şair cenani , bedayi ül-asar adlı yapıtı kaleme aldı. Bu yapıtta halkın o dönemdeki yaşamı dile getiriyor, gezinti yerlerine, mahalle baskınına, kervan ve gemi yolculuğuna ait görüntüler canlandırılıyordu.Bu yüzyılda vahdi nin “hoca abdür rauf” hikayesi halk arasında ün kazanmış çoğalan kahvelerde birlikte istanbul, bursa, erzurum, maraş gibi kahvehanede “Bedi ve kasım” adlı hikayesi dinleyen topluluk iki kahramanı testekliyen iki grupa ayrılmış, cıkan tartışmada şair hayli, saçakcızadeadlı hikayeciyi öldürmüştü.Gene bu yüzyılda meddahların biri diye adlandırılan ve hikayelerini murat IV ün sarıyında anlatan tifli daha öncekilerden bütün bütüne farklı, yeni hikayeler meydana getirmiş.Bunların kahramanları arasında padişshla birlikte yazarın kendisi de bulunmaktaydı.
Batakhaneye düşen bir delikanlı padişahın araya girmesiyle kurtulur, batakhane sahibi kadın ağır biçimde celandırılır. Gene bu döneme ait “cevri celebi” “tayyarzade”gibi meddah hikayeleri de XVII y.y yaşamındaki grcekçi izler taşıyan bu hikayeleri andırır.Farklı şivelerle konuşan ayrı ırklardan ,kentlerden, toplumsal kesimlerden insanların birbirleriyle ilişkileri meddah hikayelerinde geniş yer tutar. Bu yoldaki taktiklerden hoşlanan murat VI için cevri 12 farklı şivenin taklidine dayanan bir”şehzade hicvi” yazmıştı.Tifli derecesinde sergüzeşt söylediği kabul ediliyor. Evliya celebi , murat VI ün sarayında meddahlık yapan sarı recebin “boğuk kaptan “ “forsa mustafa” “rumelihisarı” gibi hikayelerin çok beğenildiğini anlatır.Meddah hikayelerin doğadan anlatır.Girişte,bitişte belirli yerlerde kalıplaşmış sözler yer verir.Tekerlemeler uyaklı sözlerle anlatımlarıyla süsler.XVII.yy. ‘daİstanbul ‘da anlatılmış meddah hikayelerini tanıtan bir yapıtta(İstanbul Üniversitesi Kitaplıgı , T.Y. 6758) bu hikayenlerin adları ,bazılarının özetleri verilmiş,kimler tarafından anlatıldıgı belirtilmiştir.Bu kaynakta yer alan , örnegin “Hazinedar Ahmet Ağa Yusuf Ba Attarzade hikayesinde konunun geleneksel Yusuf ile Züleyha” hikayesinden alınarak kişilerin çagdaş ve gerçek bir olayçerçevesinde canlandırıldıgı görülmektedir.XIX. yy. Meddahylarından Hafız Ömer’in başlıca hikayeleri arasında “Serseri Arif Ağa “,”Affeyle devletli “, Halil odabaşı “,”Kaptanpaşa çıplagı”,”Çifte yeniçeri ağası “ Abdullah çavuş “ gibi hikayeler yer alıyordu.Padişah Abdülaziz (1862)yanında bulunan bu sanatçının o yolculukta anlattıgı “çala mehterbaşı “hikayesi çok beğenilmiş ve o dönemde sık sık anlatılmıştır.Bu yüzyıl meddahlarından Kız Ahmet’in anlattığı”Lüleci Ahmet’in menkibesi”;Nazif Efendi’nin anlattığı “Hacı vesvese “ gibi hikayeler o dönemde ermeni harfleriyle türkçe olarak basıldı.Meddah Aşkı’nın (öl. 1934) anlattıgı “Portakalcı yahudi”,”surpik dudu ile belalı bıçkın “,sulukule kavgaları gibi hikayeler plağa; Küçük Ali ‘nin (muhittin sevilen ) anlattıgı “s”andıklı ebe”,”dünya güzeli”,İstanbul’un taşı toprağı altın” gibitaklitli hikayeler ses bandına alındı. Birçok güldürü sanatçısı,meddah hikayelerini yer yer yenileştirerek gösteriler düzenlediler . ErolToy’un Meddah (1971)adlı yapıtı geleneksel malzemeyi çağdaş temalarla birleştiren bir deneme oldu.Meddah hikayelerinin seyirci sürükleyen anlatımı ilk türk romanlarına örnek alındı Bu anlatım biçimi okurla senlibenli söyleyişi havası içinde Ahmet Mithat Efendi ‘nin romanlarıın tipik yanını oluşturur.

geist-madchen
03-27-2008, 17:03
saolasın geçen sene görmüştük bunu