Hasret
01-08-2009, 17:34
Bir oda yerde bir mum perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi;
Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...
Yatıyor yatağında dimdik upuzun ölü;
Üstü boynuna kadar bir çarsafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi küçük titreyen bir ân kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân;
Belli ki birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman böyle gelecek ölüm…
Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda çivilerin gölgesi;
Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...
Yatıyor yatağında dimdik upuzun ölü;
Üstü boynuna kadar bir çarsafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi küçük titreyen bir ân kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân;
Belli ki birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman böyle gelecek ölüm…