Melancholy
10-15-2010, 15:44
http://www.moralhaber.net/i/haber/295x200/84192.jpg
Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada Müslümanların cevabını aradığı soru: 'İslam Dünyası ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler neden geri kaldı?'
Emrah İriç'in haberi
Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada Müslümanların cevabını aradığı soru:
'İslam Dünyası ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler neden geri kaldı?'
VİDEO İÇİN TIKLA>>> (http://video.moralhaber.net/din-ve-inanc/musluman-dunya-neden-geri-kaldi/)
Moral Dünyası Dergisi'nin 'Kent Dindarlığı' kapağı ve Mehmet Altan'ın 'Kent Dindarlığı' kitabından sonra bu konu zaman zaman da olsa daha sık gündeme gelmeye başladı.
Bu sorunun yanıtını arayan düşünce adamları ise son zamanlar kent dindarlığı kavramı üzerinde düşünüyor.
Muhafazarlık kavramı ve kent dindarlığı kavramları artık daha ayrıntılı ele alınıyor. İslam coğrafyasında yaşanan yoksulluk kentliliğin önüne mi geçiyor sorunu da sıkca sorulan sorulardan...
İşte bu kavramlar üzerine HaberTürk'te bir program hazırlandı.
Balçiçek (Pamir) İlter'in hazırlayıp sunduğu programa Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Gazeteci Yazar Mehmet Altan, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ve Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak katıldı.
Programdan kısa bir bölümü İZLEMEK İÇİN TIKLA>>> (http://video.moralhaber.net/politika/cakma-beyaz-turkler-kimler/)
Mehmet Altan, Hazreti Muhammed'in şehirde doğup tam bir şehirliği olarak yaşadığına ve kentte son nefesini verdiğine dikkat çekiyor. Altan'a göre bugün İslam toplumları kentli olmada zorluk yaşıyor.
Gazeteci Yazar Mehmet Altan aylar önce Moral Dünyası Dergisi'ne verdiği röportajda kent dindarının yetişmesinde tekke ve zaviyelerin önemli bir role sahip olduğunu hatırlatarak, bu yapıların halkın eğitilmesinde önemli bir fonksiyonu olduğunu ifade etmiş, din öğretilerinin, ahlak anlayışının ve din kültürünün pratik hayata tatbikini mümkün kılan mevcut kurumların ise günümüz itibariyle bulunmadığını savunmuştu.
Altan ayrıca, İslamiyet’in Şeyh Galip’ten Talibana kadar gelme sürecinin düşündürücü oluğunu, Şeyh Galip’in inanılmaz derecede işlenmiş derin bir kültürün çok önemli bir ferdiyken, Taliban’ın Afgan kırlarının bütün hoyratlığını ifade eden bir İslamiyet’i oluşturduğunu ve bunun sebebinin de Müslümanların ağırlığının kentlerden kırlara kayması olarak belirtirken, 'Şeyh Galip’ten Talibana gelen süreci, sürecin kendi iç dinamiklerinden ziyade dış müdahalelerle açıklamak hakkı teslim etmek adına vicdanları daha çok rahatlatacaktır. Müslümanları bırakın kentlerden, yurtlarından kovarak dağlara hapseden ve terörist ilan eden insanlara sormak daha doğru olur “Niye Şeyh Galip’ten Talibana geldik”?' demişti.
Prof. Dr. Mustafa çağrıcı ise bu konuda;
'Osmanlı sonrası İslam dünyasının yaşadığı travmanın yıkıcı etkilerinden biri de Müslümanlardaki bu zengin kentlilik kültürünün silindiği bir yozlaşma sürecinin doğması ve bunun kalıcı bir hal almasıdır. Bu durum her alanda ama bilhassa dini zihniyette hoyratlığa kadar varan bir yıkım doğurmuştur.' diyor.
Öyle de oldu. İslam toplumları kent bilinci oluşturmada geri kaldı. Ardından yıkıkm ve yoksulluk geldi.
Dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan İslam ülkelerinin dünya üretiminden aldıkları pay sadece yüzde 7.
İslam ülkeleri bu gerçeği yavaş yavaş farkedip geç de olsa değişim başlacat mı? Yoksa yoksulluk ve kültür yozlaşması devam mı edecek?
Çağrıcı bu konuda şunları söylüyor:
'Müslüman toplumları artık yakın tarihin üstüne yıktığı enkazın altından kalkmayı başarmalı, zihin ve duygu dünyasını yeniden harekete geçirerek, bir yandan öz kültürü ile kopardığı bağı yeniden kurarken, diğer yandan çağdaş dünyanın ürettiği değerler içindeki ihtiyaç duyduğu 'yitik mal'ı yeniden keşfedip alma irfanını göstermelidir'
Aslında rakamlara bakında Müslüman dünyasının içinde bulunduğu durum açıkca gözler önüne seriliyor.
ABD, tek başına 57 Müslüman ülkenin toplamından iki buçuk kat daha fazla ekonomik değer üretiyor.
moralhaber
Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada Müslümanların cevabını aradığı soru: 'İslam Dünyası ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler neden geri kaldı?'
Emrah İriç'in haberi
Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada Müslümanların cevabını aradığı soru:
'İslam Dünyası ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler neden geri kaldı?'
VİDEO İÇİN TIKLA>>> (http://video.moralhaber.net/din-ve-inanc/musluman-dunya-neden-geri-kaldi/)
Moral Dünyası Dergisi'nin 'Kent Dindarlığı' kapağı ve Mehmet Altan'ın 'Kent Dindarlığı' kitabından sonra bu konu zaman zaman da olsa daha sık gündeme gelmeye başladı.
Bu sorunun yanıtını arayan düşünce adamları ise son zamanlar kent dindarlığı kavramı üzerinde düşünüyor.
Muhafazarlık kavramı ve kent dindarlığı kavramları artık daha ayrıntılı ele alınıyor. İslam coğrafyasında yaşanan yoksulluk kentliliğin önüne mi geçiyor sorunu da sıkca sorulan sorulardan...
İşte bu kavramlar üzerine HaberTürk'te bir program hazırlandı.
Balçiçek (Pamir) İlter'in hazırlayıp sunduğu programa Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Gazeteci Yazar Mehmet Altan, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ve Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak katıldı.
Programdan kısa bir bölümü İZLEMEK İÇİN TIKLA>>> (http://video.moralhaber.net/politika/cakma-beyaz-turkler-kimler/)
Mehmet Altan, Hazreti Muhammed'in şehirde doğup tam bir şehirliği olarak yaşadığına ve kentte son nefesini verdiğine dikkat çekiyor. Altan'a göre bugün İslam toplumları kentli olmada zorluk yaşıyor.
Gazeteci Yazar Mehmet Altan aylar önce Moral Dünyası Dergisi'ne verdiği röportajda kent dindarının yetişmesinde tekke ve zaviyelerin önemli bir role sahip olduğunu hatırlatarak, bu yapıların halkın eğitilmesinde önemli bir fonksiyonu olduğunu ifade etmiş, din öğretilerinin, ahlak anlayışının ve din kültürünün pratik hayata tatbikini mümkün kılan mevcut kurumların ise günümüz itibariyle bulunmadığını savunmuştu.
Altan ayrıca, İslamiyet’in Şeyh Galip’ten Talibana kadar gelme sürecinin düşündürücü oluğunu, Şeyh Galip’in inanılmaz derecede işlenmiş derin bir kültürün çok önemli bir ferdiyken, Taliban’ın Afgan kırlarının bütün hoyratlığını ifade eden bir İslamiyet’i oluşturduğunu ve bunun sebebinin de Müslümanların ağırlığının kentlerden kırlara kayması olarak belirtirken, 'Şeyh Galip’ten Talibana gelen süreci, sürecin kendi iç dinamiklerinden ziyade dış müdahalelerle açıklamak hakkı teslim etmek adına vicdanları daha çok rahatlatacaktır. Müslümanları bırakın kentlerden, yurtlarından kovarak dağlara hapseden ve terörist ilan eden insanlara sormak daha doğru olur “Niye Şeyh Galip’ten Talibana geldik”?' demişti.
Prof. Dr. Mustafa çağrıcı ise bu konuda;
'Osmanlı sonrası İslam dünyasının yaşadığı travmanın yıkıcı etkilerinden biri de Müslümanlardaki bu zengin kentlilik kültürünün silindiği bir yozlaşma sürecinin doğması ve bunun kalıcı bir hal almasıdır. Bu durum her alanda ama bilhassa dini zihniyette hoyratlığa kadar varan bir yıkım doğurmuştur.' diyor.
Öyle de oldu. İslam toplumları kent bilinci oluşturmada geri kaldı. Ardından yıkıkm ve yoksulluk geldi.
Dünya nüfusunun yüzde 22'sini oluşturan İslam ülkelerinin dünya üretiminden aldıkları pay sadece yüzde 7.
İslam ülkeleri bu gerçeği yavaş yavaş farkedip geç de olsa değişim başlacat mı? Yoksa yoksulluk ve kültür yozlaşması devam mı edecek?
Çağrıcı bu konuda şunları söylüyor:
'Müslüman toplumları artık yakın tarihin üstüne yıktığı enkazın altından kalkmayı başarmalı, zihin ve duygu dünyasını yeniden harekete geçirerek, bir yandan öz kültürü ile kopardığı bağı yeniden kurarken, diğer yandan çağdaş dünyanın ürettiği değerler içindeki ihtiyaç duyduğu 'yitik mal'ı yeniden keşfedip alma irfanını göstermelidir'
Aslında rakamlara bakında Müslüman dünyasının içinde bulunduğu durum açıkca gözler önüne seriliyor.
ABD, tek başına 57 Müslüman ülkenin toplamından iki buçuk kat daha fazla ekonomik değer üretiyor.
moralhaber