PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Haydi Sivas, yap bir yiğidoluk


nehir
01-18-2008, 12:05
Biliyorum, biraz geç oldu. Ancak başlıktaki çağrıyı üç hafta önce yapmış ve aşağıdaki yazıyı yazmıştım. Durum şuydu: Trabzonspor-Sivasspor maçı çıkan olaylar sonucu yarıda kalmış, günler sonra toplanan federasyon, maçın tekrarına karar vermişti. Suçlu olarak da devam etme koşulları varken oyunu tatil eden hakem Bülent Demirlek'i bulmuştu. Ancak Sivasspor'un itirazı üzerine konuyu görüşen Tahkim Kurulu yine günlerce beklemiş ve sonunda federasyonun kararını bozmuştu. Trabzon'u hükmen yenik saymış, bitime 30 saniye kala 1-0 yenik durumda olan Sivasspor'a 3 puan vermişti.
Ben de yazıyı bunun üzerine yazmıştım.
O çarşambalara Şampiyonlar Ligi maçlarının yorumları denk düştü. Eski bir Babıâli deyişiyle 'mükerrer imza' olmasın diye Tahkim Kurulu kararıyla ilgili yazı size ulaşamadı. Bu arada zaman aktı gitti.
Sivaslı bir yönetici, Leicester City-Nottingham Forest lig kupası maçından esinlenerek, "Trabzon'la ikinci yarı oynayacağımız maçın başında kalemizi açacağız, 1-0 önde başlayacaklar" açıklamasını yaptı. Bu yönetici belli ki kulüp oligarşisine danışmamıştı çünkü hemen yalanlandı açıklaması... Resmi jest, o maçta bütün tribünlerin konuklara çiçek atacağı biçimindeydi. Yani şişe, bozuk para, çakmak, cep telefonu, şemsiye gibi geleneksel sahaya atma nesnelerinin yerini bir kereliğine çiçek alacaktı. Artık o mevsimde hangisi bulunursa tabii. Kesin bir şey var ki, o gün olan, sahaya atılacak, büyük olasılıkla Trabzonluların sinirlerini bir kez daha tepelerine fırlatacak ve maçtan sonra süpürülüp çöpe yollanacak çiçeklere olacak.
Geçen gün de perde kapandı ve federasyon, Tahkim Kurulu'nun kararına onaylayarak yürürlüğe soktu. Bir ay önce maçın tekrarına karar vermiş bir federasyonun bir ay sona tam tersi bir kararı onaylamayı nasıl içine sindirebildiği, görevini hiçbir şey olmamış gibi sürdürebildiği merak konusu. Bir başka merak ve kaygı konusu da böyle bir federasyonun artık hangi kararına saygı duyulup uyulacağı... Yönetici iradenin iflas ettiği bir ortamda daha neler göreceğimizi ileri günlere bırakıp şimdi artık geçmişten bir hoş 'davet' halini almış talihsiz yazıyı sizlere sunayım.
* * *
Fair Play, yani 'hakça oynamak', çiğnene çiğnene tadı kaçmış, oraya buraya yapışan sakıza döndü. Eğer 'fair play' andına uyulacaksa, Trabzon-Sivas maçının tekrar kararı Tahkim Kurulu tarafından bozulan federasyonun istifa etmesi gerek... Federasyon demeli ki, 'Ben vahim bir hata yapmışım, hukukun gerektirdiğinin tam tersi bir karar vermişim. Ortalığı daha fazla karıştırmadan gideyim"... Yok, verdikleri karara inanıyorlarsa o zaman da 'Bu sistem doğru kurulmamış. Tahkim aymazlık içinde... Futbolumuzu içinden çıkılmaz hale sokuyor. Bir an önce yeni düzenlemelere gidilmeli' diye ortaya çıkarak mücadeleyi başlatmalılar... Ha, federasyon ve tahkim arasında danışıklı dövüş varsa, yani Federasyon, "Trabzon ayağa kalkacak,
ben 'tekrar' diyeyim, sen bozmuş ol" diye tahkim'e işmarı çakmışsa, ona da benim aklım ermez. Günahları boynuna.
Kitaba uyan her karar adil mi?
Neyse, tahkimin Trabzon'u hükmen yenik, Sivas'ı hükmen galip sayan kararı Trabzon cephesi dışında ortalığı durultmuş gözüküyor. Sonuçta hukukun egemen olduğu söyleniyor. Bence karar kitaba uygun ama hiç de adil değil. Tamam karşılaşma elemeli bir kupa maçı olsa, yani alınacak karar sadece yarıda kalan maçın taraftarlarını ilgilendirse, hükmen yenilgi kararı adil bir karar olabilir. Kusurlu takımı eler, haksızlığa uğrayanı bir üst tura çıkarsınız.
Oysa yarıda kalan Trabzon-Sivas karşılaşması bir lig maçı... Yani 34 hafta boyunca oynanan ve oynanacak toplam 306 maçtan biri... Saha terörü yüzünden Trabzon'un üç puanını silin ama Sivas'a sahada kazanmadığı üç puanı nasıl veriyorsunuz? Ligdeki öteki 16 takıma haksızlık değil mi? Sivas bu puanlarla, bir,iki ya da üç puan önündeki takımları geçerek ligde kalsa ya da Avrupa'ya gitse ne olacak? Üstelik sahaya giren seyircilere, büyük olasılıkla maçın yarıda kalmasını sağlamak için abartılı biçimde saldıran ve bu eylemleri yüzünden ceza alan beş Sivaslı futbolcu varken... Yani tamamen masum olmayan Sivas'a masa başında gelen üç puan kusurluyu ödüllendirme anlamı taşımıyor mu?
Bu yeni bir durum da değil aslında. Birkaç yıl önce Rizespor, Trabzonspor'u 1-0 yenmiş, ancak oynamaması gereken bir oyuncuyu sahaya sürdüğü için hükmen yenik sayılmıştı. Trabzonspor ise hükmen galip ilan edilerek sahada yenildiği bir maçtan hiç yoktan üç puan almıştı. Bunun adil olmadığını, ligdeki öteki takımlara haksızlık yapıldığını yazdığımda, Trabzon'un o zaman ki yöneticileri 'Mevzuata aykırı bir şey
almadık biz' diye itiraz etmişlerdi.
Bizim hukuktan öğrendiğimiz yaptırımın sadece kusurlu olanı cezalandırması ve sadece zarara uğrayanın zararını gidermesi... Siz sadece kusurluyu değil öteki 16 takımı da dolaylı olarak cezalandırıyorsanız, zarara uğramayana ya da az kusurlu olana ödül gibi üç puan veriyorsanız orada adaletten söz edemezsiniz. Bu durum lig maçlarına uygulanan hükmen yenilgi cezasının adaletsizliğinin kanıtı aslında. Böyle durumlarda adil olmak isteniyorsa getirilecek düzenleme, kusurlu olana, kusurun derecesine göre para ve puan silme cezası vermek, yarıda kalan maçı da kaldığı yerden o anki skorla oynatmak olmalı.


Başkasının yaptığıyla övünmek
Tahkimin kararı açıklandığı sırada, uzaklarda, İngiltere'de oynanan bir kupa maçı hepimize başka davranış biçimleri olduğunu gösterdi. Nottingham Forest ve Leicester takımları arasında oynanan ve 1-0 Forest'ın önde götürdüğü kupa maçının devre arasında Leicester kalecisi kalp krizi geçirmiş, Forest'lılar isterlerse maçı yarıda bırakabileceklerini rakiplerine bildirmişler. Aslında iki takımın karşılaşmaları East Midlands derbilerinin en önemlilerinden biri, 100 yılın çoktan aşmış koyu bir rekabetin parçası.
Yarıda kalan maçın tekrarında kalelerini rakiplerine açtı Leicester'lılar.
İlk maçtaki skorla 1-0 oyuna başladı Forest... Onların bu fair play'i, Tanıl Boracası 'delikanlılığı', hepimizin gözünü yaşarttı. 1999'da Sheffield United ve Arsenal arasında oynanan bir kupa maçını hatırlattı bana bu olay. Maçta United'lılar sakatlanan bir rakipleri için topu taca atmışlar, taçtan gelen topta ise Arsenalli Kanu'nun pasıyla Overmars 2-1 öne geçirmişti. Karşılaşmanın bitiminde Arsenal hocası Arsen Wenger ekrana çıkarak özür dileyecek, haksız bir golle kazandıkları kupa maçının tekrarı için federasyona başvurduklarını açıklayacaktı... (Merak edenlere söyleyeyim, tekrarlanan maçı Arsenal yine 2-1 kazandı.)
Haydi, Sivas, yap bir delikanlılık, bir yiğitlik... Trabzon maçını yeniden oyna. Tamam, Trabzon'un üç puanı silinsin ama sen masa başında değil sahada kazan puanlarını... Saha dışının adaletsizliğini sahanın adaletiyle düzelt.
Delikanlılık 'akıllı olmak' mı demek bu memlekette... Yoksa vicdanlı olmak mı?

İbrahim Altınsay
radikal