Giriş

Orijinalini görmek için tıklayınız : Doğanın Vahşi Bebekleri


kont
02-11-2010, 17:39
http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek01.jpg
Vahşi yavrular da tıpkı insan yavruları gibi ilk hayat derslerini anne ve babalarından alıyorlar.
O kadar küçüktü ki rahatlıkla avucumun içine sığabilirdi. İri gözlerini sonuna kadar açmış etrafına bakınıyordu. Vücudunun üzeri beyaz beneklerle kaplı, burnu ıslaktı. Bacakları ise küçük parmağım kalınlığında idi. Elimi çekinerek uzattım, usulca dokundum, okşadım. Kağıt kalınlığındaki kulaklarını elledim. 1995 yılında Artvin’de ormanda dolaşan köylüler buldukları bu karaca yavrusunu almışlar ve daha sonra yabancı bir turiste satmaya çalışmışlardı. Biz onları gördüğümüzde resmi görevliler yavru karacaya el koyarak koruma altına alıyorlardı. Hayatımda ilk kez evcil olmayan hayvan yavrusu görüyordum.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek10.jpg
İçimdeki vahşi yaşam merakı beni Küre Dağları’na sürüklemişti. Kastamonu’da Cide ormanlarında haftalarca elik (karaca) görme umuduyla dolaşmıştım. Ormanlardaki çalılık arazilerde yavrulayan anne karacaların yavrularından uzakta durduklarını ve bu suretle kurt gibi yırtıcıların dikkatlerini yavrudan uzaklaştırdıklarını biliyordum. Üzerindeki beneklerin yardımıyla kolayca kamufle olabilen yavru, bir çalının altına girerek kıpırdamadan yerde yatıyor ve annesiyle ses çıkararak iletişim kuruyordu. Mesela ciyaklama “acıktım” anlamına geliyordu. Bütün bunları İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Araştırma Görevlisi Vedat Beşkardeşler anlatmıştı. Uzun uğraşılar sonucunda tek yavrulu bir anneyi izleme imkânı bulabilmiştim. Ne kadar da ürkektiler. Besin zincirindeki görevleri otu ete çevirmek olan tüm ot oburlar hayatları boyunca kurt, vaşak gibi et oburlardan kaçacaklardı. Yavru karaca böyle bir hayata merhaba demişti.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek08.jpg
İlk Ders: “İnsanlar Tehlikelidir”
TRT ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün (DKMP) birlikte yaptığı ‘Bozkırın Çocukları: Anadolu Yaban Koyunu’ belgeseli çalışmaları sırasında, 2006 yılının Mayısı’nda kulübelerden gözlemler yapmıştık. Yavrulama sahasının tamamına yakınını gözlüyor olmamıza rağmen bir kez bile doğum görememiştik. Doğumu yaklaşan dişi, sürüden ayrılıp bir kuru dere yatağında veya kaya gölgesinde doğuruyordu. Yavru doğumdan hemen sonra annesi ile birlikte koşabilir hale geliyordu. Ortalık birkaç gün sonra yaban koyunu yavruları ile doluydu. Renkleri ise sarıydı, çünkü bozkır ilk sıcaklarla birlikte sararacaktı.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek09.jpg
Yavrular annesini emmek, yürümek gibi bilgilere sahip olarak doğarlar. Ancak nelerin yenilip yenilmeyeceği, kimlerin düşman veya zararsız olduğu gibi bilgileri sonradan öğrenirler. Bir keresinde yavrulu yaban koyunlarının geçiş yerlerinde bir kayanın boşluğuna gün ağarmadan girerek saklanmıştım. Yavrulu grup geldiğinde güneş biraz yükselmişti. Bir taraftan otluyor, diğer taraftan da yavaşça ilerliyorlardı. Yavrular annelerinden 10-15 metre kadar uzaklaşıyor, sonra tekrar gelip annelerinin gölgelerinde dinleniyorlardı. Bir yavru annesinden uzaklaşıp bulunduğum yere yaklaşınca beni gördü. Merakla bakarak biraz daha yaklaştı. Bu sırada annesi olayı fark etti ve birkaç kez meledi. Yavru oralı olmadı. Bunun üzerine anne geldi ve yavrusunu götürdü. Bugünkü derslerinin konusu “İnsanlar tehlikelidir” idi. Akşam konuştuğumuz yönetmen Ece Soydam “Tüm derslerden geçmeleri gerekir. Yoksa tükenirler” diyordu.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek04.jpg
Kayıp Geyik Yavrusu
Bolu’nun Seben ilçesinde bir çoban ormanda bulduğu geyik yavrusunu annesini kaybettiği düşüncesiyle eve getirmişti. Halbuki anne geyik oralarda bir yerde idi. Daha sonra konu DKMP’ye intikal etmişti. Doğa Derneği Memeli Araştırmaları Koordinatörü Özgün Emre Can’a sorduğumuzda “Bulunduğu yere bırakılması halinde annesini bulma ihtimali var” cevabını aldık. Annesi onu halâ arıyor olmalıydı. Geçen 3-4 gün fazla bir süre değildi. Onu doğada alındığı yere bıraktık.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek07.jpg
Güneyde Urfa bozkırlarında da benzer şeyler yaşanıyordu. Yavru toplama, kaçak avcılık ve yaşam alanlarının daralması gibi problemler birleşince türün ülkemizdeki varlığı tehlikeye girmişti. Urfa DKMP’nin koruma çalışmaları sonucunda doğal alanlarda kalan son birkaç gruptaki sayı artmıştı. 2006 yılında Ceylanpınar üretme çiftliğinden yapılan takviyeler ile Urfa bozkırları yine ceylan yavruları ile şenlenecek gibi gözüküyor.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek06.jpg
Ailesini Bekleyen Kara Akbaba Yavrusu
Yiyecek aramaya giden anne-babası üç gündür gelmemişti. TRT’nin DKMP ile birlikte yaptığı diğer belgesel ‘Dev Kanatlar: Kara Akbaba’ çalışmaları esnasında gözetlediğimiz yuvadaki yavru, gökte gördüğü her uçan şeyi onlar sanıyordu. Tüylerini kabartarak ve kanatlarını açarak şekil değiştiriyor sevincini belli ediyordu. Onlar olmadığını anlayınca tekrar durgunlaşıyor, gözlemeye devam ediyordu. Henüz gücünü yitirmemişti, ancak çok acıkmış olmalıydı. Aniden dağın ardından gelen ebeveynini gören yavrunun yiyecek isteyen çığlıkları ormanı doldurdu. Yuvaya konunca da ayaklarını kanatlarını gagalıyor, çığlık çığlığa yalvarıyordu. Ebeveyn kursağındaki yiyecekleri direkt olarak yavrunun ağzına kusarak onu doyurdu. Sonra yiyecek aramak üzere tekrar uçtu. Dağlarda geyik, karaca, tavşan azaldığı için işleri zordu. Domuz ölüleri ve şehir çöplüklerindeki artıklardan besleniyorlardı.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek05.jpg
Kastamonu da, Cide ormanlarının derinliklerinde aylarca dolaşmama rağmen sadece bir kez ayı ile karşılaşmıştım. Benden korkarak süratle kaçmıştı. Yavrulu annelerle karşılaşmak ise tehlikeli olabilmekteydi. Ancak çözümü bulmuştuk. Gürültü yaparak ilerliyorduk ve anne ayıya yavrularıyla birlikte uzaklaşma fırsatı sağlıyorduk. Kasım ayı civarında inine giren anne ayı, yavrusunu kış uykusu esnasında doğurur. Baharla birlikte yavruları ile birlikte inden çıkar. Artık 2-3 yıl sürecek olan eğitim dönemi başlamıştır. Dönem sonunda anne ile çiftleşmeye gelen erkek ayıdan korkan yavrular artık hayata kendi başlarına devam ederler.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek03.jpg
Konya’da birlikte gözlem yaptığımız Ö. Emre Can “Dişi kurtlar yerde kazılmış in ya da mağaralarda doğurduğu yavrularını 8-10 hafta hiç dışarı çıkarmaz. İlk üç hafta kendisi de yuvadan ayrılmaz. Yavrular avlanma esnasında uygulayacakları planları ve hileleri sürünün içerisinde 2-3 yılda ancak öğrenirler” diyor.
Bozkırda gün açmış, sis yükselmekte idi. Yaklaşık yarım saattir seyrettiğimiz bir yaşını geçmiş iki kardeş kurt derinlerden gelen boğuk uluma sesi üzerine tepeye doğru giderek gözden kayboldular.

http://www.denizce.com/images/toplumsal/vahsi_bebek02.jpg

..::alıntıdır::..