PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Balyoz Planı ile ilgili önemli notlar! Boşuna zaman kaybediyoruz!


NOYAN
01-31-2010, 19:04
Balyoz Planı ile ilgili önemli notlar! Boşuna zaman kaybediyoruz!


İDDİALAR hakkında “var-yok” yorumu yapmadan bazı noktaların altını çizmek istiyorum. Bu tespitleri yaparken; “plan varsa” varsayımından yola çıkacağım.
1- Bu plan 2003 döneminde yani “milli görüş çizgisinin devamı olarak algılanan” AK Parti’nin, tek başına iktidara gelmesiyle birlikte yapılmış.
2- O dönemde Türkiye “tek başına bir AK Parti iktidarına” hazır değil! Bırakın iktidarı Erbakan koalisyonunun “28 Şubat süreciyle düşmesi” bile henüz “aklileştirilememiş”.
3- İktidar olan parti “yeni” ve üyelerinin birçoğu “daha önce kapatılan” partilerden gelmişler.
4- Parti lideri “siyasi yasaklı” ve milletvekili seçilmesi mümkün değil. Partinin bir “başkanı”, bir de hükümetin “başbakanı” var.
5- Hareket Ordusu’ndan Cumhuriyet’e özellikle 1960 sonrası “sistem biz müdahale etmezsek” kayıyor algılaması içinde olanlar, aşırı “tedirgin” ve o günün şartları ile bu tedirginlik daha anlaşılabilir.
Sevgili dostlar, bütün bunları neden yazdım? Şunun için yazdım: 2003’te yazıldığı iddia edilen bir belgeye göre 2010’da darbe tartışması yapmak çok ama çok anlamsız. 2003’ten bugüne çok şey değişti. Türk kamuoyu “değişime” uğradı, düşünce dünyamız “evrim” geçirdi, dünya düzeni “yeniden kurulma” yoluna girdi ve en önemlisi korkulan olmadı; “Türkiye’ye, yedi yıllık korkulan iktidara” rağmen şeriat falan gelmedi!
Uzun lafın kısası: Türkiye’de “sivil inisiyatif” gelişiyor. Sivil irade “getirmeyi de götürmeyi de” öğreniyor. Bu tartışmalar “anlamsız” ve 2010 yılına yakışmıyor. Türk kamuoyu bir an önce “bu çamurdan” çıkmalı ve “sivilleşmeyi demokratikleşme” ile pekiştirerek 2010’lu yıllara odaklanmalı.
Belgen varsa çıkar savunursun!
SİZE bilgisayarımda öyle bir belge düzenlerim ki; okuyunca “Vay be” dersiniz! Bir bilgisayar kartı sayesinde öyle bir ses montajı yaparım ki, “Nasıl olur” diye haykırırsınız! Sevgili dostlar, Taraf Gazetesi’nin ortaya attığı belgelerin benim için “yukarıdaki tanımlamaların” dışına taşan bir “değeri” yok. Neden mi? Gayet basit: Çetin Doğan, Habertürk’te olayın patladığı gün yayına çıktı ve tam “7 saat” boyunca “Taraf Gazetesi”nden birinin karşısına çıkması için bekledi. Bizler de defalarca gazeteyi aradık ve “Gelin yayında açıklayın” dedik. Kimisi telefona bile çıkmadı, haberi yazan muhabirler “bin dereden su getirdiler”. Uzun lafın kısası; belge vardır veya yoktur demiyorum. Ama şunu net olarak, altını çizerek söylüyorum: Hakkında haber yazılan Çetin Doğan, gözlerimin önünde, benim odamda “7 saat” onlarla canlı yayında tartışmak için bekledi, iki kez yayına çıktı ama iddiaların sahibi ortada yoktu! Not: İddia sahipleri “Cengiz Çandar
ile birlikte TV programına çıkmışlar” ve orada konuşmuşlar. Bir araya gelen isimler çok ilginç! Araştırın bakın o programda kimler vardı?!


Yiğit BULUT (http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=11705)