PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sarhoşken Eski Sevgili Aranmalı mı?


denizci
01-05-2010, 10:33
Telefonunuzun cazibesine kapılmadan önce bir kez daha düşünün!
Birkaç kadeh şaraptan sonra cep telefonunuz bir arzu nesnesine dönüşüyor, onu aramamanız gerektiğini biliyorsunuz fakat kendinize bir türlü söz geçiremiyorsunuz...

'' Bir türlü engel olamadım kendime" diyor bir kız arkadaşım günlüğünde... "Hem de ertesi gün pişmanlık duyacağımı bile bile... Evet, sabah uyandığımda büyük ihtimalle kendimden nefret edecektim! Evet, gözümü açar açmaz beni ele geçiren utanç ve öfke krizinden sonra günün geri kalanını şaşkınlaşan yüzümle karşılaşmamak için aynalardan kaçarak geçirecektim! Kafamı duvarlara vurmak isteyecek; akşamdan kalmalığın sersemliği içerisinde yerde, gece bir kenara fırlattığım kıyafetlerle birlikte kırılan gururumun parçalarını da toplayacaktım. Hepsini tahmin edebiliyor; bu hazin manzarayı önceden görebiliyordum. İşin en kötü yanı da buydu; sonuçlarını bile bile bir aptal gibi davranmak ve rezil olmak! O akşam cep telefonuma bakarken bunları düşünüyordum işte... İçimi bir şeyler kemiriyordu, acaba telefonu elime alıp onu arama isteğinin; hatta o hastalıklı takıntının önüne geçebilecek miydim? Ayıkken onu aramak aklımın ucundan bile geçmemişti; daha doğrusu buna tenezzül dahi etmezdim. Bir erkeğin peşinden koşmak asla bana göre değildi; hele bir de iki yıllık bir ilişkinin ardından terk edilen taraf olduktan sonra! Ancak sarhoş olunca işler değişti, kendi kendime koyduğum 'Ne yaparsan yap, onu sakın arama' kuralım sanki unutulmuştu. Arkadaşlarla dışarı çıktığımız o akşam birkaç kadeh şarap, birkaç romantik şarkı ve ardından yine birkaç kadeh şarap derken; bir anda kendimi aramak ya da aramamak ikileminin ortasında buluvermiştim. Kafamda yankılanan 'Ara, kaybedecek neyin var ki'nin ikna edici umursamazlığına tam kapılmışken; 'Sakın arama, kendini rezil edeceksin'in şiddetli tokadı kaybettiğim mantığımı geri çağırıyordu. Kafamdaki tüm caydırıcı 'hayır'lara rağmen ardı ardına dolup boşalan kadehimin yanında duran cep telefonum çoktan bir arzu nesnesine dönüşmüştü bile... Onu elime alıp, bir an önce tuşlarına basmalı; etrafımda bahsedilmesini bile yasakladığım o ismi aramalıydım! Evet, sonunda kendime karşı verdiğim savaşı kaybettim, sarhoşluğuma yenildim ve gecenin bir yarısı onu aradım! Soğuk ve uykulu bir 'Alo' deyişini duyduktan sonra dudaklarımdan; 'Sadece sesini duymak istedim' kelimeleri döküldü. Dört beş saniyelik buz gibi bir sessizlikten sonra gelen; 'Biz ne konuşmuştuk; artık birbirimizi aramayacaktık'a ise 'Seni seviyorum' cevabını fazla şarabın sebep olduğu şiddetli bir hıçkırık eşliğinde verdim. Eski sevgilim; 'Artık kapatsam' ile başlayan bir cümle kurmaya hazırlanıyordu ki işte o sırada içimde beslediğim canavar haykırmaya başladı; 'Senden nefret ediyorum', ardından da ; 'Bir daha seni görmek istemiyorum, hayatımdan defol git' ve kapanış cümlesi; 'Umarım bu dünyadan yok olursun!' Artık sonsuza kadar öfkeli ve ayakta duramayacak kadar sarhoş bir telefon sapığı olarak anılacaktım."

Dikkat; herkesin başına gelebilir!
Kız arkadaşımın yazdıklarını okuduktan sonra onun hiç de yalnız olmadığını fark ettim. Etrafımda konuyla ilgili kiminle konuşsam, herkesin hayatının bir döneminde birkaç kadeh devirdikten sonra telefona sarılma ve beraberinde gelen rezil olma hikâyelerinin olduğunu gördüm. Bu hikâyelerin birçok ortak noktası vardı...

Kızgınlık, aşk, kıskançlık, nefret, vicdan azabı ve bir şeyleri itiraf etme ihtiyacı; sarhoşluk ve telefon arasında tehlikeli bir bağ kurmayı kırbaçlayan başlıca sebeplerdi. Kimisi sarhoşluğun verdiği umursamazlık ve cesaret ile terk edildiği ya da aldatıldığı için telefonu eline almış; kimisi ise ardı ardına yuvarladığı kadehlerin ardından parmaklarına hâkim olamayıp karşısındakine mesaj atmıştı.

Sadece aramak değil; aslında mesajlaşmak ve mail atmak da oldukça yaygındı... İçtikten sonra hoşlandığı kişi ile işi sanal sekse vardıracak kadar cüretkâr mesajlaşanların ya da mailleşenlerin sayısı hiç de az değildi! Karşısındaki mesajlarla tahrik etmeye çalışma tutkusu; kimileri için bir saplantı haline gelmişti. Birçok kişi için ayıkken bilinçaltında dikkatli bir şekilde zapt ettiklerini birkaç kadeh içkiden sonra mesaj yoluyla salıvermek vazgeçilmezdi ve bu durum gerçekten çok tehlikeli olabiliyordu. Çünkü ne de olsa bir mesaj bir itiraftı! Sarhoşluktan zar zor seçilebilen tuşlarla yazılmış 'sepi sevyorum'lar ve 'ck özledm'ler, sonradan acı veren bir pişmanlığa dönüşeceği kesin olan hamlelerdi. İşin ilginç yanı, adam akıllı sarhoş olmasına rağmen, ertesi gün okuyup kendisinden iyice nefret etmemek için gönderdiği mesajları telefonundan silmeyi akıl edenler bile vardı!

Eminim ki siz de hayatınızda bir kez bile olsa aynı şeyi yaşamış; içki ile kendinizi avutmayı planlarken telefonunuz ile başınıza daha büyük işler açmış ve ertesi gün utanç içerisinde kıvranmışsınızdır... Aslında bu herkesin başına gelen bir zayıflık anı; ünlüler de çakır keyif bir haldeyken telefona sarılabiliyorlar! Jennifer Aniston'ın sürekli ayrılıp barıştığı erkek arkadaşı John Mayer'i aşklarının üzerinde kara butluların gezindiği bir dönemde sarhoşken araması ve küfür etmesi bir zamanlar Hollywood'un en çok konuştuğu skandallardan biriydi. Winona Ryder da uzun süre unutamadığı eski sevgilisi Johny Depp'i votkanın verdiği cesaret ile aramayı bir dönem alışkanlık haline getirmişti. Ünlü ve güzel kadınların bile bu duruma düşebileceğini bilmek insanı biraz da olsa rahatlatıyor doğrusu...

Kendinizi 'kendinizden' koruyun!
Cep telefonlarının yaygınlaşması ve artık herkesin bir cep telefonuna sahip olması, sarhoşken yapılan aramaların ve mesajların artmasını sağlayan en büyük neden... Eskiden bardan çıkınca bir telefon kulübesi bulmaya üşenmek ya da ev telefonundan her zaman ulaşılmak istenen kişiye ulaşamamak gibi caydırıcı faktörler sarhoşken arama felaketinin önüne geçebiliyordu. Şimdi ise cep telefonu elimizin altında pimi çekilmeyi bekleyen bir bomba gibi her an faciaya yol açabiliyor. Bu sarhoşluk kazalarını önlemek için günümüzde alınan önlemler ise oldukça ilginç! Avustralyalı telefon operatörü Virgin, önceden belirlediğiniz numaraları aramamanız için telefonunuzu sabah altıya kadar o numaralara karşı bloke eden Alkol Etkisi Altında Aramak isimli bir servisi hizmete sokmuş. Google da yeni Mail Googles özelliği ile sarhoş kazazedelerin yardımına koşuyor. Mail kutunuzdaki bir özelliği aktif hale getirdikten mail atabilmeniz için önce altmış saniye içerisinde beş aritmetik problemi çözmeniz gerekiyor. LG'nin Breath Analyzer modeli cep telefonu ise sarhoş aramaları önleyen çözümlere son noktayı koyuyor. Telefon, nefesinizden alkol oranını ölçüyor ve bu rakam belirli bir promilin üzerindeyse önceden belirlediğiniz numaraları aramaya karşı bloke oluyor. Eğer tüm bunlara rağmen pişman olacağınız o mail'i ya da mesajı attıysanız ve kendinize söz verdiğiniz halde aramamanız gereken kişiyi aradıysanız yapılacak tek bir hareket kalıyor; o da bakış açınızı değiştirmek. Sarhoşken söylediklerinizin ya da yazdıklarınızın aslında ifade etmek istediğiniz ama bir türlü bunu yapmaya cesaret edemediğiniz itiraflar olarak görmekten başka şansınız yok. Belki de pişmanlığınız geçtikten sonra yaptığınızın sizin için iyi bir adım olduğunu düşüneceksiniz, kim bilir...