PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : SPK Başkanı daha fazla kamu yaklaşımına 'hayır' dedi


kelebek35
05-29-2009, 13:47
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, ''Serbest piyasada 'Daha çok düzenleme' kamu yaklaşımına şiddetle karşı çıkıyorum'' dedi.


Forum İstanbul 2009'un ikinci gününde gerçekleştirilen, ''Yeni bir Küresel Mali Yapılanmaya Bakış'' başlıklı oturumda konuşan Akgiray, global krizi bir ekonomist şapkasıyla görmek gerektiğini ifade ederek, Doğu'daki üretim fazlasının, Batı'daki borçlanmaların ve finansal inovasyonların peşinden bu sonuca gelindiğini söyledi.
Akgiray, şu anda ''Daha çok devlet, daha çok düzenleme gerekiyor mu? Kapitalizm, serbest piyasa bitti mi'' tartışmalarının içinde olunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bu krize dair son 20-25 yıldır bir şeyler oluyordu. Farkına varıldı, ama ekonomideki gelişmelere bakılarak çok da panik yapılmadı. Düşünün ki, bir finans kurumu en iyi beyinleri çalıştırıyor. Herşeyi denetlenmiş. Notları hep yüksek. Yani denetlemenin daha ötesi yok. Herşeyi süper gözüküyor. Ama 1 hafta sonra battığı açıklanıyor. Demek ki denetleme eksikliği değil başka bir şey var. Dolayısıyla serbest piyasada 'Daha çok düzenleme' kamu yaklaşımına da şiddetle karşı çıkıyorum. Bir kural en az 10 tane kuralı kırma yöntemi geliştirme imkanı veriyor. Biz SPK olarak bu konuda birşeyi düzeltmek istiyoruz. Karşımıza onlarca kanun engel çıkıyor. Ticaret kanununun 'X' maddesi, SPK kanunun 'Y' maddesi... Ama biraz hayal gücünü zorlayınca, biraz inovatif olunca bu kanunlara aykırı davranmadan istediğimizi yapabiliyoruz. Teknolojideki değişim ve geliştirilen finans programları bunları yapmayı çok kolaylaştırdı.''
Vedat Akgiray, geçtiğimiz dönemlerde ''CDS'' diye bir şeyin ortaya çıktığını ve onun ''Hakiki balon'' olduğunu ve sonunda patladığını dile getirerek, ''Bundan sonraki dönemlerde ne yapacağımızı çok iyi düşünmek durumundayız. Sırf ekonomist olarak sırf finansçı olarak, sırf devlet yöneticisi, iş adamı olarak değil, biraz daha olayı büyük açıya taşımak önemli'' diye konuştu.
Teknolojinin hızla geliştiğine dikkati çeken Akgiray, finansal modellemelerin aklın 20 senede alamayacağı şekilde karmaşık hesapların çözülmesine izin verdiğini vurguladı.
Akgiray, bankacılığın makro ekonomisindeki dengesizliklerin de para kazanma hırsını getirdiğini ifade ederek, gelişen teknolojinin bu hırsı hayata geçirme imkanını verdiğini belirtti.
Vedat Akgiray, 15-20 yıldır çok hızlı gelişen teknoloji ve modelleme yeteneklerinin düşünmeye gerek görmeden işler yapılmasına olanak verdiğinin altını çizerek, buna ''Teknolojik tembellik'' denildiğini anlattı.
Para hırsı kadar başarı hırsının da çok tehlikeli olduğunu dile getiren Akgiray, sözlerini şöyle tamamladı:
''Birşey öğrendik ''Kolay para yok''. Bu, New York'da da yok. Çin'de de yok. Türkiye'de zaten yoktu. Hiç bir yerde de olmayacak herhalde. Yani çok kısa zamanda olamayacak şekilde büyük paralar kazanılıyorsa, o işte bir yanlışlık vardır. O zaman sağduyulu tecrübe devreye giriyor. Belki de şöyle düşünmek lazım. Düzenleme ve denetleme hep lazım tabii ki, 'Bırakın yapsınlar' diye bir dünya yok ve olamaz. Düzenlemede herhalde bundan sonra aksine denemeler olacaktır. Temel olan sınırları çizmek. Yani sınırları çizelim. Sınırlar çok net ve katı olsun. Ama sınırların arası daha büyük olsun. Oraya fazla karışmayalım. Herşeye rağmen piyasalar, sivil toplum kuruluşları da dahil, denetleme, öz düzenleme, öz disiplinin gücüne inanmak lazım.
Bundan sonraki dönemde daha dikkatli olmak durumundayız. Bu çok iyi okulda okuyan hızlı para kazanmayı seven gençlerimizi nasıl yönlendirmeli onu bilemiyorum. Sırf para kazanmak da değil, başarı hırsı da çok tehlikeli birşey. Düşünün denetçi başarılı olmak istiyor. Denetçi, SPK'nın başı, BDDK'nın başı, ortalığı tozu dumana katar başarı tutkusu varsa.''
G20'DE EN KAZANÇLI OLAN IMF
Forumda konuşan Johns Hopkins Üniversitesi'nden Prof. Steve Hanke ise, bir grup insanın ''Kriz yok'' dediğini ancak, ABD'de krizle ilgili büyük sıkıntılar yaşandığını belirterek, krizde kaldıraçların, balonun şişmesine katkıda bulunduğunu, bu balonların da patlamasıyla çok büyük etkilerin doğduğunu anlattı.
Hanke, kriz süreci hakkında bilgi verirken, mali sektörde bankaların karşılıksız kredi vermesinin ve tutsat (mortgage) şirketlerinin hızlı ama gevşek temellerle çalışmalarının krizi tetiklediğini söyledi.
G20 sonuçlarına bakıldığında buradan en kazançlı çıkan kurumun IMF olduğunu bildiren Hanke, G20 çerçevesinde IMF ile ilişkili çalışmanın gerektiğini dile getirdi.

aa