PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Gaziantep Cami ve Mescitleri


Fırtına_
02-19-2009, 12:04
Ali Nacar (Annacar) Camisi (Merkez)

Gaziantep Tabakhane semtinde Yaprak Mahallesi’ndeki Ali Nacar Camisi Alleben Deresi’nin yanında bulunmaktadır. Bu caminin ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Bununla beraber ilk yapımının XIV.yüzyılda olduğu sanılmaktadır.

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde “Alüyyün Nacar” olarak söz etmesinden ötürü bu caminin bir marangoz tarafından yaptırıldığı ileri sürülmektedir. Caminin müezzin mahfilinde h.1213 (1798) tarihi yazılıdır. Bu tarihin onarım tarihi olduğu sanılmaktadır.

Cami ile ilgili görüşlerden birisi de 1376’dan önce yapılıp, 1816’da yeni baştan yapılmıştır. Ayrıca kuzeyinde bulunan Aliyyün Nacar Medresesi de günümüze gelememiştir.

Gaziantep’in en büyük camilerinden olan bu yapı dikdörtgen planlı olup, mihrap yönüne paralel iki sahınlıdır. Yapımında kesme ve moloz taşın kullanıldığı caminin dış cephesinde siyah ve beyaz taşlarla hareket sağlanmıştır. Mihrap siyah ve beyaz taşlardan yapılmış ancak, üzeri boyanarak yakın tarihlerde özgünlüğünü yitirmiştir.

Caminin avlusunun ortasında bulunan, tek şerefeli minare sekizgen kaideli olup, oldukça kalın ve silindirik gövdelidir.


Ahmet Çelebi Camisi (Merkez)

Gaziantep Ulucanlar Mahallesi’nde bulunan Ahmet Çelebi Camisi’ni, kitabesinden öğrenildiğine göre Hacı Osman oğlu Şeyh Ramazan Efendi 1672 yılında yaptırmıştır. Caminin yanına Ahmet Çelebi sonraki yıllarda bir de medrese eklemiştir. Camiye Ahmet Çelebi isminin verilmesi yanındaki medrese yapılırken caminin de onarım görmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim caminin mihrap üzerindeki yazıtında da Hacı Osman oğlu Şeyh Ramazan Efendi’nin 1672’de bu camiyi yaptırdığı yazılıdır.

Cami, mihrap yönüne paralel, kare planlı yığma ayaklarla iki sahınlı ve dikdörtgen planlıdır. Bunun yanı sıra iki paye ile de altı bölüme ayrılmıştır. Bunların üzerleri ayrı ayrı tonozlarla örtülmüştür. Caminin sivri kemerli ve geniş bir niş biçimindeki, istiridye ve rozet motifli mihrabı yapıldığı dönemin özelliklerini yansıtmasına karşılık, sonraki yıllarda üzeri boyanmış ve özgünlüğünü yitirmiştir.

Caminin mihrabı kündekâri tekniğinde yapılmış olup, Türk ağaç işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır. Cami önündeki son cemaat yeri iki payeyi birbirine bağlayan üç sivri kemerle üç bölüme ayrılmıştır.


Alaüddevle (Ali Dola) Camisi (Merkez)

Gaziantep Uzun Çarşı Mahallesi’nde, Eski Saray Caddesi üzerinde bulunan, halk arasında Ali Dola Camisi denilen bu camiyi Dulkadiroğlu Beyliğinin son beyi olan Alaüddevle yaptırmıştır. Caminin kitabesi günümüze gelmediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber Alaüddevle’nin 1515’te öldüğü dikkate alınırsa caminin de XVI.yüzyılın başlarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Cami 1901 yılında ön cephesi siyah ve beyaz taşlardan olmak üzere tek kubbeli olarak Mimar Armenek ve Kirkor ustabaşı tarafından yeniden yapılmıştır. Yalnızca minaresi orijinalliğini korumuştur.

Kare planlı caminin üzeri tek kubbe ile örtülmüştür. Bezeme yönünden oldukça zengin olan bu yapının cephesi siyah ve beyaz taş dizileri ile hareketlendirilmiştir. Ayrıca pencere çerçevelerinde de yine siyah ve beyaz taşlardan bezemeler görülmektedir. Caminin oldukça yüksek ve sivri kemerli giriş kapısı yapıldığı dönemin özelliklerinden olan Ampir üslubunu yansıtmaktadır.

Mihrap üçgen alınlık içerisinde olup bu yönü ile Osmanlı camilerinden ayrılmaktadır. Ermeni kiliselerinde görülen bu üslubun burada uygulanışı, camiyi 1901 yılında yapan Ermeni olan mimarından kaynaklandığı sanılmaktadır. Bunun yanı sıra Hıristiyan sanatında görülen kemer içerisindeki küçük sütunlu pencere ve onların üzerinde yer alan yuvarlak pencere sistemi de aynı nedenle uygulanmıştır.

Mihrap içerisinde Barok üslubu yansıtan motifler bulunmaktadır. Çoğunlukla bunlar çiçek ve altıgen bezemelerdir.

Caminin kare kaideli silindirik gövdeli minaresi Memluklu mimarisini yansıtmaktadır. Minarenin şerefe korkulukları sağır nişlerle hareketlendirilmiş, şerefenin altı da mukarnas dolgu ile bezenmiştir.


Alaybey Camisi (Merkez)

Gaziantep Alaybey mahallesi’nde Gaziler Caddesi üzerinde bulunan Alaybey Camisi’nin yapım tarihi ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak 1596 tarihli mahkeme kayıtlarında caminin ismi geçtiğinden bu tarihten önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Camiyi Alaybeyi olan bir komutan yaptırmıştır. Günümüze gelen kitabesinden de h.1224 (1890) tarihinde onarıldığı anlaşılmaktadır. Bu kitabe Gaziantepli şair Saibe tarafından dört beyit olarak yazılmış, ancak yapımı ile ilgili bilgi verilmemiştir. Bununla beraber, cami haziresindeki 1598 tarihli mezar taşları bulunmaktadır.

Cami Gaziantep’in yöresel mimarisine uygun biçimde dikdörtgen planlı ve iki sahınlıdır. İbadet mekanı kare planlı yığma dört paye ile on bölüme ayrılmış, bunların üzerleri de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Caminin önündeki son cemaat yeri siyah ve beyaz taşlardan meydana gelen dört paye üzerine oturmuştur. Sivri kemerlerle birbirine bağlanan son cemaat yerinin üzeri düz bir çatı ile örtülüdür. Caminin giriş kapısı siyah ve beyaz taşlardan yapılmıştır.

Mihrap siyah ve beyaz taşlardan olup, altı kollu yıldızlar, zikzak motifleri ve baklavalarla bezenmiştir. Caminin minaresi köşeli gövdeli, şerefe korkulukları taş işçiliğinin en güzel örneklerini ortaya koyan motiflerle bezelidir.


Boyacı Cami (Hacı Kemalettin Camisi) (Merkez)

Gaziantep Yazıcık semtine giden cadde üzerinde, Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokağının birleştiği yerde bulunan Boyacı Camisi Hacı Kemalettin tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapım tarihi kesinlik kazanamamış olmakla birlikte, minberi üzerindeki kitabede h.759 (1358) tarihi yazılıdır. Gaziantep Halkevi broşüründe 1200 (1785) tarihi yazılıdır. Ancak bütün bu tarihler caminin yapım tarihi konusunda kesin bilgi vermemektedir. Cami avlusunun batı kapısı üzerinde 1575 tarihi de caminin onarımını göstermektedir. Bu onarım yazıtında; “ Bu mübarek yeri devletlu, saadetlu Muhammed Paşa, Allah her muradına kolaylık versin, yeniledi” yazılıdır.

Cami dikdörtgen planlı ve mihraba paralel iki sahından meydana gelmiştir. Mihrap önü pandantifli bir kubbe, diğer bölümleri de çapraz tonozlarla örtülüdür. Caminin içerisi mermer ve çinilerle bezenmiştir. Caminin girişi kuzey yönünde olup, burası avluya da açılmaktadır. Ayrıca avluya doğu ve batıdan karşılıklı iki kapıdan girilmektedir.

Caminin mihrabı sivri kemerli bir niş biçiminde olup, son dönemlerde yapılan onarımlar sırasında boyanarak bozulmuş ve özgünlüğünü yitirmiştir. Oyma tekniğindeki ahşap minber on iki kollu yıldızlar, palmetler, rozetler ve geometrik motiflerle bezenmiştir. Minber üzerindeki h.759 (1358) tarihli kitabesinde; “Allahtan başka Allah yoktur. Muhammed Allah’ın Resulüdür. 759 yılı Cemaziülahirin son günlerinde yapıldı ve minber tamamlandı” anlamında sözler yazılıdır. Minber alttan kızaklı olup, caminin ibadet mekanındaki duvarın özel olarak yapılmış bölmesine girip çıkabilecek şekilde yapılmıştır. Bu minber aynı zamanda Gaziantep’teki ahşap minberlerin en eski örneklerinden bir olması nedeniyle de önem taşımaktadır.

Caminin avlu girişinin sağında tek şerefeli minaresi bulunmaktadır. Minare taştan, çokgen gövdelidir.


Ağa Camisi (Merkez)

Gaziantep Şehreküstü semtinde, Suyabatmaz Mahallesi, Şehitler Caddesi’nde bulunan Ağa Camisi Tunuslu Antep Kaymakamı Ferruh Ağa tarafından 1554-1559 tarihlerinde yaptırılmıştır. Cami üzerinde 1799-1800 tarihinde onarıldığını gösteren kitabesi bulunmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup, iki sahna ayrılmış ve yığma sütunlarla altı bölüme ayrılmıştır. Bunlardan mihrap önü kubbe ile batıdaki iki bölüm ise beşik tonozla, diğerleri de çapraz tonozlarla örtülüdür. Caminin içerisinde herhangi bir bezeme unsuru bulunmamaktadır.

Bostancı Camisi (Merkez)

Gaziantep il merkezinde, Bostancı mahallesi, Bostancı Cami Sokak’ta bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Ancak, h.965 (1557) ve 967 (1559) tarihli Şeri Mahkeme sicillerinde Bostancılar Mescidi olarak ismi geçmektedir. Buna dayanılarak caminin XVI.yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Ayrıca cami üzerinde 1574-1739 tarihli iki onarım kitabesi bulunmaktadır.

Cami kare planlı olup, mihrap yönüne paralel üç sahınlıdır. Bunlardan ortadaki sahın taş ayaklarla dokuz bölüme ayrılmış, her bölümün üzeri de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Caminin mihrabı siyah ve beyaz taştan yapılmış sivri kemerli, yarım daire şeklindedir. Mihrap mukarnas başlıklı, palmet, rumi ve kıvrık dal motifleri ile süslenmiştir. Mihrabın bulunduğu bölümün üzerini yarım daire şeklindeki bir kubbe örtmektedir.

Sekiz köşeli, kare kesme taşlardan ayaklara oturan dört sivri kemerli son cemaat yeri ana mekandan daha uzun olup, dışarıya taşkındır. Giriş kapısı da siyah ve beyaz taşlardan dışarıya taşkın olarak yapılmıştır. Girişin iki yanında burmalı ve örgü motifli, mukarnaslı başlıkları olan sütunlar vardır.

Camiye bitişik olan minare kaidesi kare biçiminde olup, bunun üzerine çok köşeli gövde kısmı oturtulmuştur. Şerefe altı mukarnaslı, bunların da altı beyaz renkte çinilerle kaplıdır.

Eyüpoğlu Camisi (Merkez)

Gaziantep Eyüpoğlu Mahallesi’nde bulunan Eyüpoğlu Camisi’nin yapılış tarihi ve banisi ile ilgili bilgiler kesinlik kazanamamıştır. Caminin, ismi l586 tarihli Şeri-i Mahkeme kayıtlarında geçtiğinden ötürü bu tarihten önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber Memluklular zamanında Gaziantep medreselerinde ders veren Eyüpoğlu Ahmet isimli bir bilim adamı tarafından XIV.yüzyılda yapıldığına değinen kaynaklar da bulunmaktadır. Cami 1947 yılında yeni baştan yapılırcasına yenilenmiş ve tüm özgünlüğünü yitirmiştir.

Cami düzgün kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. İbadet mekanı altı paye ile on dört bölümlü iki sahna ayrılmıştır. Mihrap siyah ve beyaz mermerden yapılmış, çeşitli geometrik şekillerle bezenmiştir. Ayrıca içerisinde minber ve vaaz kürsüsü de bulunmaktadır.
Kare kaideli minaresi tek şerefelidir.Yuvarlak gövdesi ve petek kısımları bilezik ve sağır kemerlerle bezenmiştir.


Hacı Nasır Camisi (Merkez)

Gaziantep Elmacı Çarşısı (Alman Pazarı) içerisinde bulunan Hacı Nasır Camisi’nin yapımı ve banisi konusundaki bilgiler tartışmalıdır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden l812 yılında onarıldığı yazılı olmasına karşılık yapımıyla ilgili kesin ve yeterli bir bilgi vermemektedir. Caminin vakfiyesi l698 yılında düzenlenmiştir. Buna dayanılarak caminin XVII.Yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra XVI. yüzyılda Hacı Nasır’ın isminin neden verildiği de anlaşılamamıştır.

Cami dikdörtgen palanlı olup ibadet mekanı payelerle iki sahna ayrılmıştır. Yarım yuvarlak mihrabı bezemesizdir. XVII. Yüzyılda da Kamalakzade Hacı Mahmut oğlu Hasan Ağa’da minber eklemiştir

Minaresi kare kaide üzerine yuvarlak ve burmalı gövdelidir. Gövdesi altı kollu yıldız, palmet, rozet ve çinilerle bezenmiştir.


Handaliye (Handan Bey) Camisi (Merkez)

Gaziantep Karagöz Mahallesi’nde bulunan bu caminin ismi l647 yılı Şer’i Mahkeme kayıtlarında Handan Bey olarak geçmiştir. Evliya Çelebi ve Mahkeme sicillerine göre Antep’te yaşayan Erzincanlı beylerden Handan Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yanında ona gelir sağlayan bir de saraçhanesi bulunuyordu. Bununla beraber yapımıyla ilgili bilgiler kesinlik kazanamamıştır. Cami l791 yılında yeniden yaptırılmıştır. Ardından l788 ve l821 yıllarında iki kez onarılmıştır. Caminin onarımlarında saraçhaneden alınan gelirlerin katkısı olmuştur.

Cami dikdörtgen planlı olup mihrap yönüne paralel iki sahınlıdır. İbadet mekanı ortasındaki iki taş paye ile altı bölüme ayrılmıştır. Bu bölümlerin üzeri çapraz tonozlarla örtülmüştür. Mihrap hafif sivri kemerli olup, son zamanlarda yapılan eklemelerle özgünlüğünü yitirmiştir. Giriş kapısı dışarıya taşkındır ve sivri kemerli bir niş içerisine alınmıştır. Oldukça gösterişli olan giriş siyah ve beyaz taşlarla daha da görkemli bir görüşe sahiptir.

Minaresi çok köşelidir, bir dizi palmet ve rozet motiflerinin alternatif sıralanmasıyla meydana gelmiş, kuzeydoğu köşesine de XVI.yüzyıl İznik işi çiniler yerleştirilmiştir.

Cami, Fransızların Gaziantep’i işgali sırasında harap olmuş, sonraki yıllarda yeniden onarılmış, bu arada da özgünlüğünü yitirmiştir.


Hüseyin Paşa Camisi (Çıkrıkçı Camisi) (Merkez)

Gaziantep Gaziler Caddesi’nde bulunan bu camiyi kitabesinden ve vakfiyelerinden Kethüda Hüseyin Paşa’nın l719 yılında yaptırdığı öğrenilmektedir. Caminin çok sayıda vakıfları bulunmaktadır. Mahkeme sicillerinden öğrenildiğine göre de Mimar Hüseyin oğlu Osman’ın eseridir.

Cami dikdörtgen planlı olup mihrap önüne paralel iki sahınlıdır. İbadet mekanının üzeri iki payenin kemerlerle duvarlara bağlanması sonucu meydana gelen altı kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yeri siyah ve beyaz taş dizilerinin oluşturduğu iki paye ile üç bölüme ayrılmış, üzerileri de üç kubbe ile örtülmüştür. Bu caminin giriş kapısı dışa taşkın sivri kemerlidir. Burada yer alan kitabenin üzerinde örgü motifli yuvarlak bir madalyon bulunmaktadır.

İbadet mekanındaki mihrap ve iki yanında bulunan pencereler siyah ve beyaz taşlardan dikkat çekici bir uyum içerisindedir.Aynı zamanda mihrap geometrik taşlarla bezenmiştir. Minber ise siyah taşlardan ve mermerdendir.

Minare çokgen köşeli ve iki şerefelidir.Şerefe altları mukarnaslar, korkuluklar geometrik motifler ve rozetlerle bezemiştir.


İhsan Bey (Esenbek) Camisi (Merkez)

Gaziantep Şehitler Caddesi üzerinde bulunan İhsan Bey Camisi’nin ismi, eski vakıf kayıtlarında Esenbek Camisi olarak geçmektedir. Caminin kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır. Bazılarına göre bu cami XIV.yüzyılda İsen Bey tarafından yaptırılmıştır. 1872 tarihli Şer’i Mahkeme sicillerine göre de ismi bu şekilde geçmektedir.

Cami düzgün kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlıdır ve ibadet mekanı iki paye ile mihrap duvarına paralel tonoz örtülü 10 bölüme ayrılmıştır. Caminin önündeki son cemaat yeri dört sütunun kemerlerle birbirine bağlanması ile üç bölüme ayrılmıştır. Son cemaat yerinin ortasındaki giriş kapısı siyah ve beyaz taşlarlardan yapılmış, bezemeden kaçınılmıştır.
Caminin altında, avlu kapısının yanında 25 basamakla inilmen bir su haznesi bulunmaktadır.


Kabasakal Camisi (Merkez)

Gaziantep, Şehreküstü semtinde, Kocaoğlan Mahallesi’nde bulunan Kabasakal Camisi’ni Hacı Ahmet mescit olarak yaptırmış, Kabasakaloğlu Hamza Ağa’da l702 yılında bir minber eklemiştir. Kitabesi günümüze gelemediğinden, vakıf kayıtlarında da bu konuda bilgi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.

Caminin XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planlı bir yapı olup çeşitli dönemlerde yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Mihrap ve minberinde herhangi bir özellik bulunmamaktadır. Ayrıca cami içerisinde bezemesi de bulunmamaktadır


Karatarla Camisi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/11/14/00055545.jpgGaziantep Karatarla Mahallesi, Eski Saray Caddesi’nde, Kunduracılar Çarşısı’nda bulunan Karatarla Mescidi’nin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Kitabesinden ve vakıf kayıtlarından öğrenildiğine göre Yürükzade Gelgeli Halil Çavuş tarafından 1775’de genişletilmiş, içerisine bir de minber eklenerek cami konumuna getirilmiştir.

Cami yöreye özgü siyah ve beyaz taşlardan dikdörtgen planlı bir yapıdır. Mihrap önüne paralel iki sahınlı olup, ibadet mekanı içerisindeki dört taş ayakla on bölüme ayrılmıştır. Mihrap önüne rastlayan üç bölümün üzeri kubbeli diğerleri içeriden tavan dışarıdan da çatı ile örtülüdür. Mihrap ve minberi basit ve sadedir. Mihrap l959 yılında yapılan bilinçsiz bir onarım sırasında boyanmış ve özgünlüğünü yitirmiştir.

Caminin en dikkati çeken tarafı minaresidir. Gaziantep camilerinin minarelerinden ilk bakışta ayrılan bu minarenin ince bir görünümü olup kaidesinden alemine kadar burmalıdır.


Kılınçoğlu Camisi (Merkez)

Gaziantep Kılınçoğlu Mahallesi’nde bulunan Kılınçoğlu Camisi’ni Kılınçoğlu Hamza Bey 1672 yılında mescit olarak yaptırmış, daha sonra da Osman Efendi isimli bir kişi tarafından minber eklenerek camiye dönüştürülmüştür.

Cami dikdörtgen planlı olup kesme taştan duvarları kale surlarını andıracak biçimde kalın yapılması ile dikkati çekmektedir. Caminin üzeri ahşap bir tavan ve çatı ile örtülüdür. Mihrap ve minberinde dikkati çeken bir özelliği bulunmamaktadır. Yanında taş kaideli yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.


Kozanlı Camisi (Merkez)

Gaziantep Kozanlı Mahallesi, Kozanlı Sokakta bulunan Kozanlı Camisi’nin 1647 ve 1654 tarihli Şer’i Mahkeme sicillerinde ismi mescit olarak geçmekte ve banisinin de Ali Bey olduğu belirtilmektedir.

Dikdörtgen planlı, kesme taştan yapılan caminin ibadet mekanı ortadaki iki taş ayakla altı bölüme ayrılmıştır. Bu bölümlerin üzeri çapraz tonozlarla örtülmüştür. Caminin önündeki son cemaat yeri de birbirlerine sivri kemerlerle bağlanmış iki payenin oluşturduğu üç bölüm halindedir. Son cemaat yerinin ortasındaki giriş kapısı Gaziantep yöresine özgü siyah ve beyaz taşlardan yapılmıştır.

Mihrap sivri kemerli ve mukarnaslı bir niş görünümündedir. Minare kalın, kısa ve kütlevi bir görünüşte olup burmalıdır. Tek şerefesinin altındaki mukarnaslı ve rozetli bir şeritle minarenin kalın görünümü hafifletilmek istenmiştir.


Kurtuluş Camisi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/11/14/00055538.jpgGaziantep Tepebaşı Mahallesi’nde bulunan Kurtuluş Camisi 1892 yılında kilise olarak yapılmış, bir süre cezaevi olarak kullanılmış, sonra da camiye çevrilmiştir.

Günümüzde şehrin en büyük camilerinden olup köşeler pencere silmeleri yöresel siyah ve beyaz taşlardan yapılmıştır. Dikdörtgen planlı, Haç biçimindeki camiinin içerisi mihraba dik sütunlarla üç sahna ayrılmıştır. Haçın kolları dıştan alınlık şeklinde, içten de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Ana mekanın ortası yuvarlak kasnaklı, oldukça yüksek kubbelidir. Kesme taştan yapılan duvarlar üzerinde ilk iki sırada sivri kemerli, üst sırada da yuvarlak pencereler bulunmaktadır. Yapının üzeri kırma bir çatı ile örtülmüştür.
Mihrap dikdörtgen bir niş şeklinde dışarıya çıkıntılıdır. Mihrap duvarına üç sıra halinde pencere dizisi yerleştirilmiştir. Alınlığın ortasında da yuvarlak bir pencere bulunmaktadır. Yapı ana hatları itibari ile Gotik üslubu yansıtmaktadır. Sonradan eklenen minare kare kaide üzeride yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.


Ömer Şeyh Camisi (Merkez)

Gaziantep Yazıcık Mevkiinde, Turna Sokağı’nda bulunan Ömer Şeyh Camisi’nin Ömer Şeyh tarafından yaptırıldığı halk arasında yaygındır. Ancak vakfiyesine göre Arapoğlu Hacı Mehmet tarafından 1698’de yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Ancak 1559 tarihli Şer’i Mahkeme Sicillerinde ismi geçtiğinden XVI.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı anlaşılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı, mihrap yönüne paralel iki sahınlı bir yapıdır. İbadet mekanı ortasındaki payelerle altı bölüme ayrılmıştır. Bunların üzerleri ayrı ayrı çapraz tonozlarla örtülmüştür. Camiin içerisi bezemesizdir. Mihrap yarım daire şeklinde bir niş şeklinde olup bezemesizdir. Minberi çeşitli çiçek motifleri ile bezelidir.

Son cemaat yeri sivri kemerlerle birbirine bağlanmış iki ayağın taşıdığı düz bir çatı ile örtülüdür. Son cemaat yerinin ortasındaki camiye giriş kapısı siyah ve beyaz taştan yapılmıştır. Caminin yanındaki minare kare kaide üzerinde çokgen köşeli ve tek şerefelidir.


Şeyh Fethullah Camisi (Merkez)

Gaziantep Kepenek Mahallesi’nde, Şehitler Caddesi’ne giden yol üzerinde bulunan Şeyh Fethullah Camisi’nin kitabesi bulunmamakla beraber 1563 tarihli vakfiyesinden XVI.yüzyılın ortalarında Abdülkerim oğlu Fethullah tarafından yaptırıldığı öğrenilmiştir. Şeyh Fethullah’ın Hz.Ebubekir soyundan geldiği ileri sürülmüştür.

Cami orijinal şeklini yitirmemiştir. Selçuklu mimarisinin etkileri açıkça görülen caminin planında dergah mimarisinin egemen olduğu da görülmektedir. Kuzeyde son cemaat yeri ve ibadet mekanı, doğuda da dergah bölümü bulunmaktadır. Son cemaat yeri yöresel siyah ve beyaz taşlardan yapılmış ayakların taşıdığı dört sivri kemerle birbirine bağlanmıştır.
Buradaki giriş pencere alınlıklarında, ana mekanın doğu ve batısındaki duvarlarda bulunan pencerelerin alınlıklarında siyah ve beyaz mermerlere yer verilmiştir.

İbadet mekanının ortasında tek bir paye bulunmaktadır. Bu paye ve duvarlar birbirine kemerlerle bağlanmış olup üzerleri yelpaze şeklindeki tonozlarla örtülmüştür. Bu plan düzeninin benzerine Gaziantep Camileri arasında rastlanmamaktadır. Caminin ana mekanı köşeleri yarım daire ve altı köşeli payandalarla desteklenmiştir. Memluklu mimarisi özelliğini yansıtan mihrap renkli taş ve beyaz mermerlerden yapılmış, dışarıya doğru da dikdörtgen çıkıntı meydana getirmiştir.

Dergah bölümünün üzerinde ortadaki ayağa oturan ayna tonoz ile örtülüdür. Bu bölümün güney ve kuzeydoğusunda beşik tonozlu odalar bulunmaktadır.

Fransızların Gaziantepi işgali sırasında şehit olan Molla Mehmet’in (Karayılan) mezarı caminin haziresinde bulunmaktadır.


Şirvani Mehmet Efendi (Şırvani) Camisi (Merkez)

http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/11/14/00055536.jpgGaziantep Seferpaşa Mahallesi’nde, Gaziantep Kalesinin batısında bulunan Şırvani Mehmet Efendi Camisi, Gaziantep Camileri arasında iki şerefeli tek cami oluşundan ötürü halk arasında "İki Şerefeli Cami" olarak tanınmıştır. Hz.Muhammet’in torunlarından Hz.Hüseyin’in soyundan gelen Şirvani Seyyit Mehmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Caminin kitabesi olmadığından kesin yapım tarihi bilinmemektedir.Yalnızca giriş kapısı üzerinde caminin 1681’de onarıldığını belirten bir kitabe bulunmaktadır. Arapça olan bu kitabede;

“Eğer iyilik, eğer kötülük her ne edersen kendine edersin. Bu kapı 1092 yılında yeniden onarıldı” yazılıdır.

Cami kareye yakın dikdörtgen planıdır. İbadet mekanında mihrap önü pandantifli kubbe, kubbenin doğu ve batısı beşik tonoz, kuzeyi de ayna tonozla örtülüdür. Sivri kemer içersine alınmış mihrap yakın tarihlerde boyanmış ve özgün görünümünü yitirmiştir. Kündekâri tekniğinde, geometrik ve yıldızlardan oluşan minberi de aynı şekilde boyanmış ve özgünlüğünü, sanatsal değerini yitirmiştir. Bununla beraber minber Boyacı Camisi’nde olduğu gibi kızaklıdır. Duvarda açılmış olan özel bölümüne girip çıkmaktadır.

Caminin önündeki son cemaat yeri de iç sivri kemerli olup üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür.


Mehmet Nuri Paşa Camisi (Merkez)

Gaziantep Çukur Mahallesi Suburcu Caddesi üzerinde bulunan Nuri Mehmet Paşa Camisi Şer’i Mahkeme Sicillerinden öğrenildiğine göre Nuri Mehmet Paşa tarafından 1786 yılından kısa bir süre önce yaptırılmıştır. Caminin minaresinde 1785 ve mihrapta da 1834 tarihli iki yazıt daha bulunmaktadır. Bu yazıtlardan da caminin XVIII.yüzyılın ikinci yarısında Mehmet Nuri Paşa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup, mihrap duvarına paralel kare gövdeli dört ayakla ibadet mekanı iki sahna ayrılmıştır. Mihrap önüne rastlayan bölüm kubbe, onun dışında kalan bölümler de çapraz tonozlarla örtülmüştür. Mihrap sarı, siyah ve bordo renkli mermerlerden yapılmış olup, yer yer farklı renklerde zikzak motifleri ile bezenmiştir. Mihrabın yanına balkon şeklinde mahfil yerleştirilmiştir. Bu mahfil kalem işleri ve geometrik, bitkisel motiflerle bezenmiştir. Ahşap minber kündekâri tekniğinde olup, örgü ve geometrik geçmelerle süslenmiştir.

Caminin önündeki son cemaat yeri siyah ve beyaz taşlarlardan oluşan sütunların taşıdığı kemerlerle kubbeli beş bölüme ayrılmıştır. Caminin dış avlusu ile son cemaat yerinin birleştiği köşede Klasik Osmanlı üslubunda iki şerefeli minaresi bulunmaktadır.

Cami değişik dönemlerde yapılan onarımlarla özgünlüğünü yitirmiştir. Gaziantep’in Fransız işgali sırasında zarar görmüş, işgalden sonra bir süre askeri depo olarak kullanılmış, Cumhuriyetin ilanından sonra 1958-1968 yılları arasında müze olarak kullanılmıştır. Ardından onarılmış ve cami olarak ibadete açılmıştır.

Cami avlusunun doğusundaki duvarla çevrili hazirede Mehmet Nuri Paşa’nın mezarı bulunmaktadır.


Ömeriye Camisi (Merkez)

Gaziantep Düğmeci Mahallesi’nde bulunan Ömeriye Camisi’nin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber Gaziantep’in en eski camilerinden biri olduğu arşiv kayıtlarından öğrenilmektedir. Nitekim 1210 yılına ait belgelerde bu caminin onarıldığı yazılıdır. Caminin Hz. Ömer zamanında veya Hz.Ömer’in torunu Ömer Bin Abdülaziz tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Bu yüzden de camiye iki Ömer anlamına gelen “Ömereyn” ismi yakıştırılmıştır.

Cami dikdörtgen planlı olup, iki sahna ayrılmıştır. Mihrap önü Erken İslâm dönemi camilerinde olduğu gibi kubbeli, diğer bölümleri de çapraz tonozludur. Mihrap siyah ve beyaz taşlardan sivri kemerlidir. Mihrap üzerindeki 1786 tarihli onarım kitabesinde “ Ömeriye Camisi harap olmaya başlayınca bütün hayırseverler var kuvvetini harcadılar. Ona uğurlu bir tarih gerek dediler” yazılıdır.

Caminin önündeki son cemaat yeri siyah ve beyaz taşlardan yapılmış, birkaç kez onarılmış ve özgünlüğünü yitirmiştir.

Minare kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Şerefe altı mukarnaslıdır. Şerefe korkulukları taş işçiliğinin güzel örnekleri arasındadır. Bu minare üzerinde Antep savunması sırasından kalma mermi ve şarapnel parçalarının izleri görülmektedir.


Tahtani (Tahtalı) Cami (Merkez)

Gaziantep Şekeroğlu Mahallesi, Uzunçarşı Caddesi üzerinde bulunan Tahtani Camisi’nin yapımı ile ilgili kesin bilgi bulunmamaktadır. Cami ile ilgili söylentilere göre buradaki ahşap küçük bir mescit yıktırılmış ve yerine bu cami yaptırılmıştır. Caminin 1578 ve 1800 tarihli iki onarım kitabesi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra 1563 yılında Maraş Valisi Osman Paşa tarafından da onarılmıştır. Camiye Tahtani isminin verilmesi veya Tahtalı Cami denilmesi vakfiyelerinde geçmektedir. Giriş kapısı üzerinde 1804 tarihli onarım yazıtında; “Allah’ın evi gerçekten çalışmakla mamur oldu” anlamında sözler içeren bir yazı vardır.

Cami dikdörtgen planlı olup, mihrap yönüne paralel iki sahınlıdır. İbadet mekanının içerisindeki taş ayaklarla on bölüme ayrılmıştır. Diğer camilerde olduğu gibi bunun da mihrap önü kubbeli, bunun dışında kalan bölümleri ise çapraz tonozludur. Mihrap beyaz mermerden yarım daire biçimindedir. Mihrabın içerisi yonca kemerli sağır nişlerle bezenmiştir. Ahşap minber kündekâri tekniğinde olup, yıldız, rozet ve geometrik bezemelerle süslenmiştir.

Cami önündeki son cemaat yeri taş payelerin taşıdığı dört bölüm halinde, üzeri ise çatı ile örtülüdür. Kare kaide üzerinde yükselen minare gövdesi çok köşeli olup, şerefe altı mukarnas dolu ve çini karolarla bezenmiştir. Ayrıca burada yıldızlar, rozetler ve geometrik geçmeler de görülmektedir.


Tekke Camisi (Mevlevihane Camisi) (Merkez)

Gaziantep Kozluca Mahallesi, Küçük Pazar Sokağı’nın güneyinde bulunan Tekke Camisi’nin vakıf kayıtlarında ismi Mevlevihane Camisi olarak geçmektedir. Halk tarafından Tekke Camisi olarak tanınmıştır. Bu yapıyı Mustafa Ağa isimli bir Türkmen ağası 1638 yılında yaptırmıştır. Gaziantep’teki 1901 ve 1902 yılında çıkan yangınlarda camiye gelir sağlayan binaları yanmıştır. Döneminin Mevlevi Şeyhi ve vakfının mütevellisi Mehmet Münip Efendi tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Bu cami Mevlevihane olarak yapılmış, semahane bölümü camiye dönüştürülmüştür. Bu yüzden de caminin etrafında derviş hücreleri ve müştemilat yapıları bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerinde 1630 tarihli kitabesinde; “Hayır sahibi olan Mustafa Ağa’ya iki alemde hak inayet eylesin. Mevlânayı Rum için bir yer yaptı. Dervişler ibadet yapsın diye Mevlâna tarihini önce söyledi. Dinle çünkü kıssa söylüyor” anlamında sözler yazılıdır. Bu da yapının Mevlevihane olarak yapıldığına açıklık getirmektedir.

Caminin en ilginç yönü sonradan buraya ilave edilen, altından yol geçen kısa minaresidir.

İç Kale Camisi (Araban)

Araban Kalesinin içerisinde bulunan caminin kitabesi ve vakfiyesi olmadığından caminin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber caminin kalenin en parlak dönemi olan XII.-XIV.yüzyıllar arasında Selçuklular tarafından yapıldığı, Memluklular ve Osmanlılar tarafından da kullanıldığı sanılmaktadır.

Cami 13.20x18.50 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı, iki sahınlı olup, blok taşlardan yapılmış üzeri de düz bir damla örtülmüştür. Savunma amaçlı bir kale içerisinde bulunmasından ötürü de içe dönük bir yapıdır.

Cami XX.yüzyılın başında kendi haline terk edilmiş, çevrede yaşayanlar tarafından kale ile birlikte caminin de taşları sökülmüştür. Günümüze yalnızca güney ve doğu duvarındaki taş kaplamaları ve kuzey cephesinde bulunan giriş kapısı gelebilmiştir. Giriş kapısı dikdörtgen bir çerçeve içerisinde basık kemerlidir. Kilit taşının altında dışa dönük kemer uzantıları bulunmaktadır.

Caminin güney cephesi tamamen kale surlarına bitişik olarak yapılmıştır. İbadet mekanında mihrabın iki yanındaki sivri kemerli açıklıktan 1.20x1.40 m. ölçüsünde bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölüm duvarlar içerisinde de devam etmektedir. Kıble duvarının ortasında mihrap nişi bulunmaktadır. Duvarlardan hafif ıçe doğru kademeli bir silme ile sınırlanmıştır.Köşelerde sütunçelerle sınırlanmıştır.