kelebek35
10-31-2008, 11:17
Eğitimci-Yazar Muhittin Atıcı, 'Bu çetelerle ne zamana kadar?' başlıklı yazısında bakın CHP lideri Deniz Baykal'a hangi soruları yöneltti. İşte ayrıntıları http://www.habervaktim.com/resim/resim40031_2.jpg Bu çetelerle ne zamana kadar?..
Daha önce de söylemiştim; Bay Baykal 70 yaşını devirmiş olduğu halde halen millete güvenmiyor ve inanmıyor. Millete güvenmiyor ama çetelere ve provokatörlere güvenmeye devam ediyor. Dolayısıyla kendisi de bir prorovakatör ağzıyla konuşuyor. Sokaklarda yangın çıkarıp araçları ve işyerlerini tahrip edenler de bu mahkemeden rahatsız, sen de bu mahkemeden rahatsızsın… Sahi sen bu gelişmelere, kimin penceresinden bakıyorsun? Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de, Ergenekon Davası'nın CHP'ye kadar uzanabileceğini ve CHP'nin bugün ortaya koyduğu tavrın bundan kaynaklandığını söylüyor. Bu ve buna benzer açıklamalar da gösteriyor ki; CHP, gerçeklerin ortaya çıkmasından, karanlıkların aydınlanmasından endişeli…
“Ergenekon Davası” denilen davanın mahkemesi daha başlamadan, savunduğu o çetelerin piyonları ve ayaktakımı, duruşmanın yapılacağı salonun önünde, ahlak ve edep dışı ifadelerle duruşmayı provoke etmeye çalışırken, Bay Baykal da avukatlık görevini, büyük bir heyecanla mikrofonların karşısına geçerek sürdürdü.
Bay Baykal, yaptığı bu Ergenekon savunmasının yanı sıra, Sayın Başbakan'ın Diyarbakır gezisini de değerlendirirken; “Diyarbakır'da yaşanan sıradan bir terör manzarası değildir. Türkiye'de bir ayaklanma provasıdır.” Diyerek, Başbakan'ın Diyarbakırlılar tarafından protesto edildiğini öne sürdü. Ortaçağın da çok ötesinde yaşamaya çalışanlara göre bu tip iddialar, en azından teselli vesilesi olabilir. Sayın Başbakan; Millî Şef döneminde ve darbe dönemlerinde koyulan yasakları kaldırmaya çalıştığı için, unutulan Doğu ve Güneydoğuluyu, “Bu ülkenin bütün insanları benim canım-ciğerimdir.” diyerek, bağrına bastığı için ve en güzel hizmetleri götürmeye çalıştığı için mi, bütün Diyarbakırlılar tarafından protesto edildi?..
Bay Baykal, şurasını ya anlayamıyor ya da anladığı halde konuyu saptırmaya çalışıyor. Bay Baykal, Diyarbakır'da Sayın Başbakan'ı protesto edenler; Diyarbakır'ın kahır ekseriyetini oluşturan, bu milletin birliğine-beraberliğine, millî ve manevî değerlerine gönülden bağlı, yasalarına ve kurumlarına saygılı Diyarbakırlılar değildi. Onlar, yaptıkları eylemlerinden ve söylemlerinden de anlaşılacağı gibi, PKK sempatizanları idi.
Şimdi sana açıkça söylüyorum: Eğer yüreğinden atıyorsa, delikanlıysan, sen de Diyarbakır'a git ve CHP grubunda konuştuğun gibi, Diyarbakırlıların önünde de; “Başörtüsüne karşıyım. Başörtüsü insan haklarından değildir. Başörtüsü bir siyasi simgedir. 15 yaşına kadar Kur'an okunmasına karşıyım. Kur'an okuyan insanın zihni karışır, Kur'an ülkenin kalkınmasını engeller. Kur'an okumak bir irticai faaliyettir. Din eğitiminin hem aile tarafından serbestçe yapılmasına, hem de devlet tarafından yapılmasına karşıyım. Bugüne kadar koyulan tüm yasakların sürüp gitmesinden yanayım. 12 Eylül Darbe Anayasası'nın değiştirilmesine karşıyım. Avrupa standartlarında getirilmeye çalışılan özgürlüklere karşıyım. Genel Sekreter'im, İslam dinine ve Peygamber'e karşı yaptığı saygısızlıkta haklıdır. Parti mensuplarımın, zaman-zaman dindar insanlara yaptığı hakaretler, Osmanlı'ya ve tarihimize karşı yaptıkları saldırılar doğrudur.” şeklinde konuş bakalım, orada seni bir avuç PKK sempatizanı mı protesto edecek, yoksa yukarıda tarif ettiğim asıl Diyarbakırlılar mı protesto edecek? Ya da konuşmanı tamamlayabilecek misin?
Bay Baykal, ben siyaset bilmem. Fakat bildiğim bir şey varsa, o da şudur: Bu ülkede iktidarın yolu; bu asil milletin değerleriyle çatışanların, çeteleri, suç örgütlerini ve yasakları savunanların yanında yer almaktan geçmez. Aksine, bu yüce milletin değerleriyle barışık olmaktan, özgürlüklerin yanında yer almaktan geçer. Allah aşkına sen bu gerçekleri ne zaman göreceksin.
Bütün solun tek temsilcisi olarak girdiğin son seçimlerde; bugün avukatlığını yaptığın o çetelerin ve darbecilerin de desteğini aldığın halde, 4,5 yıl boyunca iktidar olmanın yıpranmışlığı ile seçime giren AKP'nin, yarısı kadar dahi oy alamadın. Buna rağmen 40 yıldır halen aynı nakaratları tekrarlayıp duruyorsun. Bu gidişle, ben öyle tahmin ediyorum ki; senin ömrün gerçekleri görmeye, eğri ile doğruyu, ak ile karayı, haklı ile haksızı, hak ile batılı ayırt etmeye yetmeyecek. Ne yazık ki senden sonra da, CHP yönetimine gelmeye çalışanlar aynı yanlışları, yani yasakçı ve kavgacı parti geleneğini sürdüreceklerinin garantisini verir gibiler… CHP'nin bu siyaset anlayışına, rakip partiler penceresinden bakınca, insanın; “Böyle rakip dostlar başına…” diyesi geliyor.
Sayın Başbakan Diyarbakır'dayken ROJTv'ye bağlanan PKK temsilcisi; “Tayyib Erdoğan, görüldüğü yerde imha edilmelidir.” şeklinde bir talimat vermiş. Bay Baykal, acaba bu talimatı hiç yorumladın mı? PKK, neden bu Başbakan'dan rahatsız? Senin vaktin kıymetlidir. Ayrıca böyle şeylere kafa yormazsın. İstersen ben açıklayayım; Cumhuriyet kurulalı beri ihmal edilmiş (ÖZAL Dönemi istisna), yasaklarla susturulmuş bir Doğu ve Güneydoğu… Ancak gün gelmiş gerçek bir halk çocuğu olan “Tayyib ERDOĞAN” ve arkadaşları iktidara gelip, “780 bin km²'lik yurt sathının her karış toprağı bizim için aynı değerdedir” demiş ve bu anlayışla hizmet götürmeye çalışmışlar. İşte PKK, bu hizmetlerden rahatsız…
İstersen bir soru daha sorayım… “Tayyib ERDOĞAN, görüldüğü yerde imha edilmelidir” diyenlerle, Tayyib ERDOĞAN'ın önünü yasaklarla kesmeye çalışanların, sence bir farkı var mıdır? Bence yok ta…
Selam ve saygılarımla…
habervaktim
Daha önce de söylemiştim; Bay Baykal 70 yaşını devirmiş olduğu halde halen millete güvenmiyor ve inanmıyor. Millete güvenmiyor ama çetelere ve provokatörlere güvenmeye devam ediyor. Dolayısıyla kendisi de bir prorovakatör ağzıyla konuşuyor. Sokaklarda yangın çıkarıp araçları ve işyerlerini tahrip edenler de bu mahkemeden rahatsız, sen de bu mahkemeden rahatsızsın… Sahi sen bu gelişmelere, kimin penceresinden bakıyorsun? Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel de, Ergenekon Davası'nın CHP'ye kadar uzanabileceğini ve CHP'nin bugün ortaya koyduğu tavrın bundan kaynaklandığını söylüyor. Bu ve buna benzer açıklamalar da gösteriyor ki; CHP, gerçeklerin ortaya çıkmasından, karanlıkların aydınlanmasından endişeli…
“Ergenekon Davası” denilen davanın mahkemesi daha başlamadan, savunduğu o çetelerin piyonları ve ayaktakımı, duruşmanın yapılacağı salonun önünde, ahlak ve edep dışı ifadelerle duruşmayı provoke etmeye çalışırken, Bay Baykal da avukatlık görevini, büyük bir heyecanla mikrofonların karşısına geçerek sürdürdü.
Bay Baykal, yaptığı bu Ergenekon savunmasının yanı sıra, Sayın Başbakan'ın Diyarbakır gezisini de değerlendirirken; “Diyarbakır'da yaşanan sıradan bir terör manzarası değildir. Türkiye'de bir ayaklanma provasıdır.” Diyerek, Başbakan'ın Diyarbakırlılar tarafından protesto edildiğini öne sürdü. Ortaçağın da çok ötesinde yaşamaya çalışanlara göre bu tip iddialar, en azından teselli vesilesi olabilir. Sayın Başbakan; Millî Şef döneminde ve darbe dönemlerinde koyulan yasakları kaldırmaya çalıştığı için, unutulan Doğu ve Güneydoğuluyu, “Bu ülkenin bütün insanları benim canım-ciğerimdir.” diyerek, bağrına bastığı için ve en güzel hizmetleri götürmeye çalıştığı için mi, bütün Diyarbakırlılar tarafından protesto edildi?..
Bay Baykal, şurasını ya anlayamıyor ya da anladığı halde konuyu saptırmaya çalışıyor. Bay Baykal, Diyarbakır'da Sayın Başbakan'ı protesto edenler; Diyarbakır'ın kahır ekseriyetini oluşturan, bu milletin birliğine-beraberliğine, millî ve manevî değerlerine gönülden bağlı, yasalarına ve kurumlarına saygılı Diyarbakırlılar değildi. Onlar, yaptıkları eylemlerinden ve söylemlerinden de anlaşılacağı gibi, PKK sempatizanları idi.
Şimdi sana açıkça söylüyorum: Eğer yüreğinden atıyorsa, delikanlıysan, sen de Diyarbakır'a git ve CHP grubunda konuştuğun gibi, Diyarbakırlıların önünde de; “Başörtüsüne karşıyım. Başörtüsü insan haklarından değildir. Başörtüsü bir siyasi simgedir. 15 yaşına kadar Kur'an okunmasına karşıyım. Kur'an okuyan insanın zihni karışır, Kur'an ülkenin kalkınmasını engeller. Kur'an okumak bir irticai faaliyettir. Din eğitiminin hem aile tarafından serbestçe yapılmasına, hem de devlet tarafından yapılmasına karşıyım. Bugüne kadar koyulan tüm yasakların sürüp gitmesinden yanayım. 12 Eylül Darbe Anayasası'nın değiştirilmesine karşıyım. Avrupa standartlarında getirilmeye çalışılan özgürlüklere karşıyım. Genel Sekreter'im, İslam dinine ve Peygamber'e karşı yaptığı saygısızlıkta haklıdır. Parti mensuplarımın, zaman-zaman dindar insanlara yaptığı hakaretler, Osmanlı'ya ve tarihimize karşı yaptıkları saldırılar doğrudur.” şeklinde konuş bakalım, orada seni bir avuç PKK sempatizanı mı protesto edecek, yoksa yukarıda tarif ettiğim asıl Diyarbakırlılar mı protesto edecek? Ya da konuşmanı tamamlayabilecek misin?
Bay Baykal, ben siyaset bilmem. Fakat bildiğim bir şey varsa, o da şudur: Bu ülkede iktidarın yolu; bu asil milletin değerleriyle çatışanların, çeteleri, suç örgütlerini ve yasakları savunanların yanında yer almaktan geçmez. Aksine, bu yüce milletin değerleriyle barışık olmaktan, özgürlüklerin yanında yer almaktan geçer. Allah aşkına sen bu gerçekleri ne zaman göreceksin.
Bütün solun tek temsilcisi olarak girdiğin son seçimlerde; bugün avukatlığını yaptığın o çetelerin ve darbecilerin de desteğini aldığın halde, 4,5 yıl boyunca iktidar olmanın yıpranmışlığı ile seçime giren AKP'nin, yarısı kadar dahi oy alamadın. Buna rağmen 40 yıldır halen aynı nakaratları tekrarlayıp duruyorsun. Bu gidişle, ben öyle tahmin ediyorum ki; senin ömrün gerçekleri görmeye, eğri ile doğruyu, ak ile karayı, haklı ile haksızı, hak ile batılı ayırt etmeye yetmeyecek. Ne yazık ki senden sonra da, CHP yönetimine gelmeye çalışanlar aynı yanlışları, yani yasakçı ve kavgacı parti geleneğini sürdüreceklerinin garantisini verir gibiler… CHP'nin bu siyaset anlayışına, rakip partiler penceresinden bakınca, insanın; “Böyle rakip dostlar başına…” diyesi geliyor.
Sayın Başbakan Diyarbakır'dayken ROJTv'ye bağlanan PKK temsilcisi; “Tayyib Erdoğan, görüldüğü yerde imha edilmelidir.” şeklinde bir talimat vermiş. Bay Baykal, acaba bu talimatı hiç yorumladın mı? PKK, neden bu Başbakan'dan rahatsız? Senin vaktin kıymetlidir. Ayrıca böyle şeylere kafa yormazsın. İstersen ben açıklayayım; Cumhuriyet kurulalı beri ihmal edilmiş (ÖZAL Dönemi istisna), yasaklarla susturulmuş bir Doğu ve Güneydoğu… Ancak gün gelmiş gerçek bir halk çocuğu olan “Tayyib ERDOĞAN” ve arkadaşları iktidara gelip, “780 bin km²'lik yurt sathının her karış toprağı bizim için aynı değerdedir” demiş ve bu anlayışla hizmet götürmeye çalışmışlar. İşte PKK, bu hizmetlerden rahatsız…
İstersen bir soru daha sorayım… “Tayyib ERDOĞAN, görüldüğü yerde imha edilmelidir” diyenlerle, Tayyib ERDOĞAN'ın önünü yasaklarla kesmeye çalışanların, sence bir farkı var mıdır? Bence yok ta…
Selam ve saygılarımla…
habervaktim