PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hedefteki adam Barzani


kelebek35
10-09-2008, 09:50
Meclis’teki tezkere görüşmelerinde iktidarın da muhalefetin de hedefinde Barzani vardı. ABD’nin Barzani’yi koruduğu, Barzani’ye ciddi gözdağı verilmediği sürece terörün bitmeyeceği konuşuldu. DTP’li Kurtulan ise ‘Kadınlar olarak erkeklerin savaşına hayır diyelim’ dedi
Hükümete bir yıllık süre ile sınır dışına asker gönderme yetkisi veren tezkere TBMM’de kabul edildi. Muhalefet sözcüleri Kuzey Irak’a yönelik bir girişim konusunda gerekirse Türkiye’nin tek başına inisiyatif kullanmasını isterken, ABD’nin devre dışı bırakılabileceği mesajını verdi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, teröre karşı ortak bildiri için MHP ve AKP’nin kapısını çalarken DTP’ye gitmedi. Tezkere görüşmelerinde siyasi parti sözcüleri şu mesajları verdi:
KİMSE KÜRTLERİ TEMSİL EDEMEZ
AKP’li Nihat Ergün: Etnik ve dini alt kimliklerin kendisini ifade etmesi, göstermesi, yaşatması ve geliştirmesi ile bu kimliklerin siyasi temsil talebi birbirine karışmasın, bizim millet anlayışımızda etnik ve dini kimliklerin siyasi temsil talebi kabul edilemez. Biz bu Meclis’te etnik olarak Türkleri ve dini olarak Sünnileri temsilen bulunmuyoruz. Hiç kimse de Kürtleri ve Alevileri temsilen bulunamaz. Hepimiz bütün milli ve manevi değerleri ile Türk milletini temsilen bulunuyoruz. Kürt sorununa siyasi çözüm sözleri; Kürt kökenli vatandaşlarımızın bu sorunları ülkenin ve milletin bölünmezliği anlayışı ile siyaset, hukuk ve çağdaş demokrasinin imkanları içinde çözüme kavuşsun anlamına geliyorsa kimsenin diyeceği olmaz. ‘Silahlar sussun’ deniyor. Evet silah susmadıkça biz konuşamıyoruz. Ancak önce susması gereken silah, terör örgütünün silahıdır.
ABD NE İSTERSE ONU GÖRÜRÜZ
CHP’li Şükrü Elekdağ: Esas sorun hükümetin terörle mücadelede gösterdiği zafiyetten ileri geliyor. Barzani bölgeyi bir eylem üssü haline getirdi. Barzani’nin PKK’ya yataklık yapmasının nedeni biliniyor. Türkiye ‘Türkiye mi, PKK mı?’ tercihine zorlamalıdır. Ne yazık ki tezkere blöf olarak kalmıştır. Hükümet öncelikle Barzani için Türkiye’nin düşmanıdır diyebilmelidir. Genel kanaat Barzani’nin tutumunu ABD’den aldığı cesaretle yürüttüğüdür. Bu bizi 5 Kasım’daki Bush-Erdoğan buluşmasında varılan mutabakata götürüyor. Türkiye’ye ‘ABD’nin izni olmadan hiçbir operasyon yapamaz’ yasağı getirildi. Müdahale hakkımız ‘istihbarat bilgisi’ karşılığında elimizden alınmıştır. Öyleyse Kuzey Irak’ı BBG evi gibi görme şansı yoktur, ABD neyi isterse o görülüyor. ABD de terör ağacının köklerinin değil dal ve yapraklarının görülmesini istiyor. Etkin bir kara operasyonu için ABD’nin izni gerekiyor, nitekim Güneş Operasyonu da ancak böyle yapılabilmiştir. ABD’de bir komutan Güneş Operasyonu’na Türkiye’nin PKK ile müzakerelere girmesi için izin verildiği itirafında bulundu. ABD, Barzani’ye ‘İstediğini yapabilirsin, Türkiye karışmayacak’ garantisini vermiştir. En büyük sorunlardan biri terörü hep birlikte tanımlayamamamızdır. (DTP grubuna bakarak) Bu kürsüden vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumaya namus ve şerefi üzerine ant içenleri, sözlerini yerine getirmeye davet ediyorum.
Bedelini ödemeli
MHP’li Deniz Bölükbaşı: Barzani’nin PKK’ya desteğinin kesilmesi, bu mücadelenin sonuca ulaşmasında öncelikli konudur. Bu konuda diplomatik temas ve girişimlerle sonuç alınamayacağı ortadadır. Barzani’ye Türkiye’ye husumetinin çok ağır bir maliyeti olacağı gösterilmeli, buna rağmen bundan vazgeçmezse, bu bedel fiilen ödettirilmelidir. Bunun için gerekli bütün hukuki ve siyasi şartlar oluşmuştur. Bu konuda inandırıcı olabilmek için, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’ni meşru muhatap olarak alacak hareketlerden özenle kaçınılmalı, Barzani ile hiçbir şekilde resmi diyalog sürecine girilmemelidir. Barzani’nin en büyük güvencesi ABD’nin Irak’taki fiili askeri mevcudiyeti ve Barzani’ye sağladığı korumadır. ABD’nin de nüfuzunu kullanması gereklidir. Türkiye’nin peşmerge güçlerine karşı askeri güç kullanmak durumunda kalmasının, ABD’nin Irak politikaları üzerindeki muhtemel yansımaları kendilerine açıkça hatırlatılmalıdır. ABD’nin Irak’tan çekilme sonrası dönemde Türkiye’nin en güçlü bölge ülkesi olarak rolü ve İncirlik Üssü’nün vazgeçilmez değeri, Türkiye’nin elindeki çok önemli imkanlardır.
Referansımız Atatürk olsun
DTP’li Fatma Kurtulan: Dünyadaki tüm savaşların mimarı eril sistem olurken, bedeli de en çok kadına ödettirilmektedir. Bu savaş kadınların ve halklarımızın tercihi değildir. Erkek egemen kültürün en açık sonucu olan 50 kişilik gibi az bir sayı ile sahip olduğumuz kadın temsiliyetini, çatışmasız bir ortamı sağlamak için kullanmalıyız. Oylamada yaşam seçeneğine oy vererek, erkeğin savaşına onay vermemeliyiz. Mustafa Kemal, Meclis açılışında yaptığı konuşmasında Misak-ı Milli’yi “kardeş milletlerin milli sınırı” olarak belirtmekte ve “Bu sınır içinde Türk olduğu kadar Kürt de vardır. Bu unsurlar birbirlerinin haklarına saygılıdır” demektedir. Aslında Mustafa Kemal’in bu anayasal perspektifi özünde ileriki süreçte gerçekleştirmeyi düşündüğü bir demokratik özerk yönetim anlayışıydı. Partimizi hedef gösteren liderlere, aklınızı başınıza toplayın diyenlere diyoruz ki, aklımız başımızda olarak, askeri ve ekonomik önlemlerle sorunun yok olacağını tahayyül etmenin hayal kırıklığı yaşatacağını belirtmeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Gencecik insanlarımızın hayatlarını kurtaracak tek yol demokratik birliktelik projeleridir. Biz bunun için tezkereye hayır diyoruz.
Kabul oyu 497
TSK’nın sınır ötesi operasyon izninin bir yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık tezkeresi Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tezkereye 497 kabul, 18 ret oyu kullanıldı. Ret oyu verenler DTP’lilerle ÖDP Lideri Ufuk Uras. Oylamaya 515 milletvekili katıldı. 14 milletvekili ise mükerrer oy kullandı. Geçen yılki tezkere 507 ‘evet’le geçmişti.
EN ÇOK FİRE AKP’DE: Oylamaya bir kısmı mazeretli 30 vekil gelmedi. Bunlardan 13’ü AKP’li, 8’i CHP’li, 4’ü DTP’li 3’ü MHP’li, 1’i de DSP’li ve bağımsız.
DTP ‘ASSOLİST’: Oturumu CHP’li Güldal Mumcu yönetti. Genel Kurul salonunda ilk yerini alan lider yine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Bahçeli’nin ardından Baykal, görüşmelerin başlamasıyla Başbakan Erdoğan, yerlerini aldılar. En son DTP grubu girdi.
URAS DTP’LİLERLE: Görüşmelerde İstanbul Milletvekili, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, DTP sıralarının en arkasında oturdu. Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve DSP grubu da arka sıralardan görüşmeleri izledi.
DİŞLİ’YE TESELLİ: Adı rüşvet yolsuzluğuna karıştığı için AKP genel başkan yardımcılığından istifa etmek zorunda kalan Şaban Dişli, salonun en arkasında oturmayı tercih etti. Dişli, zaman zaman yanına gelen AKP’lilerle sohbet etti.
’KONUŞMA LAN’ KRİZİ: Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu, içtüzük uyarınca BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu, ÖDP Lideri Ufuk Uras ile DSP’li Tayfun İçli’ye yerlerinden 4’er dakika söz verdi. Yazıcıoğlu, DTP’lileri kastederek, “Teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılsın” deyince, sataşma gereçkesiyle söz alan DTP’li Hasip Kaplan, “Biz hırsızlık yapmadık. Yolsuzluk yapmadık. Hrant Dink’i öldürmedik. Ape Musa’yı öldürmedik. Malatya’yı kana bulamadık. Trabzon’da bir genel başkanın arkasında fotoğrafımız yayınlanmadı” dedi. Bunun üzerine Yazıcıoğlu, “Konuşma lan konuşma” diye bağırdı.
Askerlerimiz ne istediyse yaptık
BAŞBAKAN Yardımcısı Cemil Çiçek: “Askere gereken imkanın verilmediği yönündeki iddialar kesinlikle doğru değildir. TSK’nın her ihtiyacı anında karşılanır. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nda Maliye Bakanı’nın bulunmasının sebebi, terör uzmanlığından değil, güvenlik birimlerinin karşılaşacağı sıkıntılara karşı ödenek talebi varsa onu anında karşılamak içindir. Bugüne kadar bir pürüz olmadı. İşin şahidi olarak söylüyorum, sayın komutanlar ne istediyse bir tek itirazımız olmamıştır. Ülkenin yüreğinin yandığı yerde soru işareti yaratırsanız, bu vebalin altında kalırsınız. Terör örgütünün üçte biri Türk vatandaşı değildir. Sünnetlisi var, sünnetsizi var, Avrupa’dan katılan var. Taziye mesajı gönderen ülkeler iki yüzlülük içinde. Bize şu ana kadar adam gibi bir tane terörist iade edilmedi, 2-3 tane kuyruğun dışında. Terörle mücadele, demokrasi ve hukuk içinde kalınarak yapılacaktır. Öbür yollar geçmişte denendi.”
Apandistini aldırdı oylamaya katıldı
TUNCELİ Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’i, patlamak üzere olan apandisti de durduramadı. Önceki gece hastaneye kaldırılan ve apandist ameliyatı olan Kamer Genç, dün hasta yatağından kalkarak TBMM’deki tezkere oylamasına katıldı. Tezkerede kabul oyu veren Genç, eşi Sevim Genç’in tüm ısrarlarına karşın “Laf olur. TBMM’ye gidip oy kullanacağım” dedi. AKŞAM’ın hastanede ziyaret ettiği Genç, “Biraz da evde dinlenir, eski tempoma dönerim” diye konuştu.



akşam