kelebek35
10-09-2008, 09:38
Sık sık hastalanarak kaldıkları hapishanelerden "zorunlu tahliye" edilen Ergenekoncuların durumu hangi fıkradaki olaya benzedi? Ergenekoncular madem bu kadar çürüklerdi de, ülkeyi yıllarca nasıl yönlendirdiler? Peki Ergenekoncuların en sağlamı çıkan Perinçek, arkadaşları teker teker çıkarken yalnızlıktan sıkılmıyor mu? İşte bu soruların cevapları?
Fıkra bu ya… Adamın biri hapse girmiş. Daha sonra hastalanmış. Hastanede böbreğinin tekini almışlar. Çok geçmeden karnı ağrımış, safra kesesini almışlar. Bir ay sonra dalağı, daha sonra fıtığı alınmış. Derken bir gün bademciği de, vücuttan ayrılan organlar arasına katılmış.
Bu gidişatın hayra alamet olmadığını düşünen uyanık gardiyan, cezaevi müdürünün odasına girerek ihbarda bulunmuş:
"Bu adam parça parça firar ediyor sayın müdürüm. Birgün dışarıda birleşebilirler"
Tıpkı fıkradaki gibi
Ergenekon davası da giderek bu fıkraya benzemeye başladı. Tutuklanan isimlerin cezaevinde tek tek rahatsızlanarak zorunlu tahliyeleri 'Ergenekon Sendromu' kavramını ortaya çıkardı. Gazeteci İlhan Selçuk, 'Hastaneden tahliye' sürecinin ilk halkasını oluşturdu. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük de 9 aylık tutukluluk süresince pek çok farklı sebeple defalarca hastaneye kaldırıldı. Kuddusi Okkır'ın cezaevinde hastalığı nedeniyle yaşamını yitirmesi, sağlık konusunu hassaslaştırdı. Ayşe Asuman Özdemir'in siroz olduğu bilgisi medyada yer alınca tahliye kararı geldi. Daha sonra Ferit İlsever, kanser raporuyla cezaevinden çıktı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise sürecin son halkasını oluşturdu. Beyin kanaması geçiren Eruygur için de tahliye kararı çıktı. Olayın hemen ardından emekli Orgeneral Hurşit Tolon da hastaneye kaldırıldı. Son olarak da Silivri Cezaevi'nde bulunan emekli Albay Arif Doğan, kalp rahatsızlığı teşhisi ile hastaneye kaldırıldı.
Duruşma hastanede başlayacak
Böyle giderse Ergenekon Duruşması Silivri Adliyesi'nde değil Silivri Devlet Hastanesi'nde görüşülecek.
Tabii ki bu arada, içlerinde en sağlamı çıkan Doğu Perinçek ve diğer arkadaşları yalnızlıktan sıkılmaya hatta bunalmaya başladılar. Böyle giderse, neredeyse "10. dalga" tutuklamaların başlayarak, bazı arkadaşlarının yanlarına gelmesini talep eder hale gelecekler.
Yeniden başa dönersek, prostat, kalp, boyun, karaciğer derken Ergenekoncular "dışarıda tekrar birleşmek amacıyla" parça parça firar ediyorlar galiba! Bizden uyarması…
habervaktim
Fıkra bu ya… Adamın biri hapse girmiş. Daha sonra hastalanmış. Hastanede böbreğinin tekini almışlar. Çok geçmeden karnı ağrımış, safra kesesini almışlar. Bir ay sonra dalağı, daha sonra fıtığı alınmış. Derken bir gün bademciği de, vücuttan ayrılan organlar arasına katılmış.
Bu gidişatın hayra alamet olmadığını düşünen uyanık gardiyan, cezaevi müdürünün odasına girerek ihbarda bulunmuş:
"Bu adam parça parça firar ediyor sayın müdürüm. Birgün dışarıda birleşebilirler"
Tıpkı fıkradaki gibi
Ergenekon davası da giderek bu fıkraya benzemeye başladı. Tutuklanan isimlerin cezaevinde tek tek rahatsızlanarak zorunlu tahliyeleri 'Ergenekon Sendromu' kavramını ortaya çıkardı. Gazeteci İlhan Selçuk, 'Hastaneden tahliye' sürecinin ilk halkasını oluşturdu. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük de 9 aylık tutukluluk süresince pek çok farklı sebeple defalarca hastaneye kaldırıldı. Kuddusi Okkır'ın cezaevinde hastalığı nedeniyle yaşamını yitirmesi, sağlık konusunu hassaslaştırdı. Ayşe Asuman Özdemir'in siroz olduğu bilgisi medyada yer alınca tahliye kararı geldi. Daha sonra Ferit İlsever, kanser raporuyla cezaevinden çıktı. Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise sürecin son halkasını oluşturdu. Beyin kanaması geçiren Eruygur için de tahliye kararı çıktı. Olayın hemen ardından emekli Orgeneral Hurşit Tolon da hastaneye kaldırıldı. Son olarak da Silivri Cezaevi'nde bulunan emekli Albay Arif Doğan, kalp rahatsızlığı teşhisi ile hastaneye kaldırıldı.
Duruşma hastanede başlayacak
Böyle giderse Ergenekon Duruşması Silivri Adliyesi'nde değil Silivri Devlet Hastanesi'nde görüşülecek.
Tabii ki bu arada, içlerinde en sağlamı çıkan Doğu Perinçek ve diğer arkadaşları yalnızlıktan sıkılmaya hatta bunalmaya başladılar. Böyle giderse, neredeyse "10. dalga" tutuklamaların başlayarak, bazı arkadaşlarının yanlarına gelmesini talep eder hale gelecekler.
Yeniden başa dönersek, prostat, kalp, boyun, karaciğer derken Ergenekoncular "dışarıda tekrar birleşmek amacıyla" parça parça firar ediyorlar galiba! Bizden uyarması…
habervaktim