PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hizbullah da mı Ergenekon'da?


MetinCeylan
04-23-2008, 11:45
http://www2.internethaber.com/images/news/61029.jpg
Hizbullah da mı Ergenekon'da?
23 Nisan 2008 Çarşamba 10:50
Yeni iddia Hizbullah'ın da Ergenekon şemsiyesi altında olduğu. İddia yine o isimden geldi. İşte tüm detaylar...


Ergenekon soruşturmasının merkezindeki isim Tuncay Güney'i artık tanımayan kalmadı. Ergenekon'la ilgili belgeler ilk onun evinde gele geçti. Onun verdiği ifadelerden hareketle birçok insan göz altına alındı. Toronto'da yaşayan, Sabetayist olduğunu söyleyen Güney son zamanlarda yine konuşmaya başladı. Şimdi de Ergenekon'a Hizbullah'ın adını da karıştırdı.
Güney'in son iddiaları şöyle:

ERGENEKON'A HİZBULLAH DA KARIŞTI
Hizbullah'ı kastederek, "Bazı terör örgütlerinin elinden de silahlar çıkıyor" diyen Güney şöyle devam etti: "Geçmişte Hizbullah ve JİTEM'i deşifre eden Doğu Perinçek'ti. Bugün kendisi maalesef JİTEM'de yer almış, Hizbullah'ın patronu olarak gösterdigi Veli Küçük'le beraber hareket ediyor. Hizbullah, Doğu Perinçek ve Veli Küçük, Ergenekon şemsiyesi altında. Domino taşlarını yerlerine oturtmak lazım. Domino taşlarını yerlerine oturtursanız resmin tamamını görebileceksiniz. Bombalar, eylemler yeni değil. Sadece senaryo yeni."

PERİNÇEK'İN KÜÇÜK'E DARBESİNİ ANLATIRIM

İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in Aydınlık Dergisi'nde kendisine saldırdığını belirten Güney "Saldırılarını durdurmazsa Ergenekon organizasyonunda, Veli Küçük'e nasıl darbe yaptığını anlatırım. Perinçek'in, Adnan Akfırat ve Serhan Bolluk ile Avrupa ve Fransa'da kimlerle ilişkide olduğunu anlatırım" dedi.

SORGUDAN SONRA KÜÇÜK'LE BULUŞTUK

2001'de Organize Suçlar'da sorgulandıktan sonra Veli Küçük'ü evinde ziyaret ettiğini, ardından birlikte Balmumcu'da bulunan Jandarma Bölge Komutanlığı askeri tesisinin bahçesine gittiklerini anlatan Güney "Sana Doğu Perinçek komplo kurdu dedim, çok bozuldu" dedi.

2 İŞÇİ PARTİSİ VAR, BİRİ LEGAL DEĞİL

Doğu Perinçek'e bağlı iki tane İşçi Partisi olduğunu öne süren Tuncay Güney şöyle konuştu: "Birincisi herkesin bildiği, legal İşçi Partisi. Bir de illegal olan gizli bir parti var. Endonezya Komünist Partisi Tüzüğü aslında gizli İşçi Partisi'nin tüzüğüdür. Sadece kapağı, Endonezya Komünist Partisi Tüzüğü görünümündeydi. Tüzüğü okuduğunuzda, yeraltındaki illegal İşçi Partisi'nin tüzüğünü okursunuz. Bu tüzük yeraltı örgütünün tüzüğü değil mi?"

TUNCAY GÜNEY'İN POLİS SORGUSU
Tuncay Güney, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün bu operasyonu kendisinin 4 Mart 2001’de polise verdiği ifadesine ve bürosunda elde edilen belgelere dayandırdığını iddia etti. İşte Tuncay Güney'in polis sorgusunda söyledikleri...
“Cinsel sapmam vardı”

(Polis sorgusunda verdiği kimlik bilgilerinin doğru olduğu söyleyen Tuncay Güney, özgeçmişi ile ilgili bazı ilginç bilgiler de aktarıyor): “... 5 Mayıs 1997’de askere gittim. 4 ay askerlik yaptıktan sonra cinsel yönden bozukluğum nedeni ile yani halk dilinde ’gey’ olarak söylenen cinsel sapmamdan dolayı beni erken terhis ettiler.”

“Serhat’la 1 saat seks yaptık”

(Baskında ofisinde Serhat Şahin Özgürbüz adına düzenlenmiş kimlik bulunması üzerine Güney polise şu ’özel’ bilgiyi veriyor): “Özgürbüz asker arkadaşım Fatih’in amcası. 4-5 ay önce Taksim’de Dünya Oteli’nde bir oda tutmuştu. Ben de ziyarete gittim; bir saat seks yaptık. Otelin parasını ödemediği için kimliği bende kaldı.”

“Küçük’e hediye cip”

(Güney şikayetle ilgili ise şunları anlatıyor): “2000 ağustosunda Ümit Bavbek ile Süleyman Gürleyen’le Beşiktaş’taki Veysel Kadayıfçıoğlu’na ait büroda buluştuk. Yanımda Teğmen Murat Oğuz vardı. Onunla 1997’de Kars Ardahan 9. Tabur Komutanlığı’nda askerlik yaparken tanışmıştım. ’Veli Küçük Paşa emekli olacak, ona eskort olarak kullanmak üzere Honda cip hediye etmek istiyoruz’ dediler. İleride yapacakları işlerde Küçük Paşa’nın kendilerine destek olması için bu cipi verdiklerini söylediler. Biz cipi teslim aldık. Ancak Küçük kendisiyle aralarını düzeltmek için hediye verdiklerini söyleyerek kabul etmedi. Bavbek ve Gürleyen’in bize 10 milyar lira borcu vardı, ona istinaden cipe el koyduk.”

“Sahte kimlik basıyordum”

(Güney, Asım Sefa Özler adına düzenlenmiş sahte kimlik belgesini ise şöyle açıklıyor): “Sahte kimlik kullanarak muhtarlardan ikametgah alıp, telefon kartı satın alıyordum. 2-3 ay kullandıktan sonra atıyordum, böylelikle fatura ödememiş oluyordum. Muhtarlar tanıdık olduğu için, kayıtlı olmadığım halde ikametgah alıyordum.”

Sahte lise diplomaları

(Polisin, ’Büronda 115 adet T.C. milli Eğitim bakanlığı Meslek Lisesi Diploması ibareli seri numarası bulunmayan boş diplomalar bulduk. Bunlarla ne yapmayı planlıyordun?’ sorusuna ise şu cevabı veriyor): “1996 yılında Akşam Gazetesi’nde çalıştığım zamanlarda Feriköy semtinde Şetat İş Merkezi’nde matbaacılık yapan Murat Çelik 115 adet sahte meslek lisesi diploması bastırdı. Bu diplomalara sahte soğuk damga vurduracaktı; beraber satacaktık. O tarihlerde lise mezunu olmayanlara ehliyet verilmeyecek diye söylentiler çıkmıştı. Sürücü kursları da araştırmadığı için sahte olduğunu anlamıyorlardı. Beraber müşteri bulup tanesini 100 milyona satacaktık.”

Arazi satış senetleri

(Güney, arazi sahtekarlığını ise polise şu sözlerle anlatıyor): “2000 yılı Ağustos ayında Murat Oğuz, Hasdal kışlasına tayin oldu. Kilyos tarafına bakıyordu, sorumlu komutandı, bir gün beni çağırdı ve ’Kısırkaya Köyü mevkiinde boş köy arazileri var; ben muhtarla konuştum, boş arazilerin haritasını çıkarttı. Bunları organize edelim, köy satış senedi yapılarak yasallaştırdıktan sonra üzerimize alırız’ dedi. Ben de ’tamam’ dedim... Murat Oğuz, Kısırkaya Köyü pafta 4’te bulunan parsel 93 ile 193 sayılı parselde bulunan araziyi köy muhtarlığı aracılığıyla özel şirket olan Mehmetçik İşletme Tesisleri’ne satışını yaptı. Daha sonra köy satış senedi çıkarıldı. Bu da Murat Akgün adına çıkarıldı. Sarıyer belediyesine fotokopileri verildi ve harçları yatırıldı. Aradan 1 yıl geçtikten sonra Milli Emlak’a başvurulacaktı.”

“Sahte plakalı oto sattım”

(Polisin, ’1 Mart tarihinde yaptığınız telefon görüşmesinde Rabia Güney ile görüştünüz ve 2 milyar liradan bahsettiniz. Bu parayı nereden aldınız, nereye verecektiniz?’ sorusuna ise yanıtı şu oluyor): “Rabia Güney benim eşim olur. Bahse konu 2 milyar satmış olduğumuz sahte plakalı otomobilin parasıdır. Bizim işimiz patlak verdiği için bu parayı geri ödemek için karar vermiştik, eşimden bu parayı onun için istedim.”

“Murat’la hiç yatmadık”

(Tuncay Güney polise, Teğmen Oğuz’un da gey olduğunu söylüyor): “Murat Oğuz da benim geydir ancak vücut yapılarımız uyuşmadığı için hiç yatmadık. Murat Oğuz’un postası vardı, ismi Ulaş, soyadını bilemiyorum, Elazığlı. Onunla yatıyordu. Benimle Ulaş arasında seks yapmak üzere bağlantı kurmak için ’Senin ince işini, yani Elazığ işini halledeyim’ diye konuştu.”

Kaynak: Vatan, Bugün

Kaanhan
04-23-2008, 12:41
Yok canım daha neler hizbullah ergenokonda imkanı yok yalan haber bu inanmam yani.